Kemal Kılıçdaoğlu'nun büyük ümitlerle CHP Genel Başkanlığına getirildiği günlerdi.
Bir gazeteci arkadaşla beraber Kemal Bey'in Genel Başkan Yardımcılarından birine makamında hayırlı olsun ziyaretine gitmiştik.
Hoş, beş faslından sonra birden bire yüzüne ciddi bir ifade oturtarak "Size bir şey söyleyeceğim" dedi… Sonra da sesini alçaltarak, hatta neredeyse fısıldayarak "Amerika bizi seçti, iktidara geliyoruz" dedi!
İlk şaşkınlığı atlattıktan sonra "Emin misiniz? Nasıl olacak o iş" diye sordum… Gülümseyerek "Göreceksiniz" dedi.
Sam Amca'nın kendilerini paraşütle iktidara getireceğine inanan o parti yöneticisi 6 ay sonra Kemal Bey tarafından paketlendi. CHP de 10 yıldır iktidar falan olamıyor… Peki bu 10 yılda muhalefetin ABD'ye bakışında milim değişiklik var mı? Tabi ki yok.
Sadece muhalefet partileri değil… Sözde aydını, sözde objektif ve devrimci gazetecisi hala iktidarın yolunun ABD'den geçtiğine inanıyor!
Milletin kendilerine iktidarı vermeyeceğini bildikleri için gözleri hep okyanus ötesinde… ABD Başkanlık seçiminde hepsinin kalbi Demokratların adayı Biden için atıyor.
Firari FETÖ'cü John Dündar seçim akşamı eşini ve oğlunu da meseleye dahil ederek Biden'e bağlılıklarını sundu.
FETÖ'nün Pensilvanya'daki kalemşörleri aylardır "Biden gelecek, Erdoğan'a dersini verecek" tezini işliyor.
Mehmetçik'in nefesini kestiği PKK/YPG dört gözle Biden'in yolunu gözlüyor.
Hadi bunları anlıyoruz.. Peki merkez medyada yıllarca üst düzey yöneticilik yapmış bazı arkadaşlardaki Biden hayranlığına ne demeli?
İçlerinden biri seçim zora girince Türkçe tweet atarak Demokrat adaya akıl bile verdi!
Efendim neymiş… Biden tıpkı Ekrem İmamoğlu gibi her saat çıkıp oyların hala sayılmadığını hatırlatmalı ve sandığa sahip çıkmalıymış!
Allah bunların topuna akıl, fikir versin.
Ne ABD eski ABD…...