İLETİŞİM teknolojisindeki hızlı gelişimin insanlığa verdiği en
büyük zarar, algıların olguların önüne geçmesi oldu.
Sosyal medyada ya da operasyonel internet sitelerinde 'asimetrik
psikolojik harekat' kapsamında dolaşıma sokulan yalanlar ışık
hızıyla yayılıyor. Ve maalesef doğru ayağa kalkana kadar yalan
dünyayı dolaşıyor.
Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna gerçekleştireceği operasyon öncesinde
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) yıpratmayı, komutanlarını karşı
karşıya getirmeyi hedefleyen haber ve yorumlardaki dikkat çekici
artış da esasında bir algı operasyonu.
Efendim neymiş... Merkez Bankası Başkanı ve Emniyet Genel
Müdürü'nden sonra Genelkurmay Başkanı'nın da görevden alınması
sürpriz olmazmış!
Ne zaman dolaşıma sokuyorlar deli saçması bu iddiayı? TSK komuta
kademesinin ABD'den gelen heyetle görüşmelere başladığı gün...
ABD'nin Suriye Özel Temsilci'nin Ankara'da olduğu, Milli Savunma
Bakanı'nın kuvvet komutanlarıyla beraber Fırat'ın doğusuna
operasyonu değerlendirdiği bir konjonktürde bunu yapıyorlar!
Kurtuluş Savaşı devam ederken "İngilizleri bekliyoruz. Türkler
kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak bizi
kurtaracak" diyen mütareke basını bile bunlar kadar operasyonel
değildi.
"Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin" diyenler bunlar kadar
gözünü karartmamıştı.
Yıllardır FETÖ'nün kendilerini nasıl mağdur ettiğini anlatıp sonra
da FETÖ'yü TSK'dan söküp atan, örgütün hamisi ABD ile masada ve
sahada mücadele eden komuta kademesine operasyon çeken bir
gazetecilik anlayışı ile karşı karşıyayız...
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir gazetecilik örneğine
rastlayamazsınız.
Zaten bu yaptıklarının, yazdıklarının da gazetecilikle bir alakası
yok.
Üstelik onların iddia ettiği gibi komuta kademesinde değişiklik
yapılacağına dair somut bir işaret de yok... Askeri kaynaklara göre
mevcut komuta kademesi ile Milli Savunma Bakanı arasında tam bir
uyum var.
Bu arkadaşların hedef seçtikleri komutanlarla ne alıp
veremediklerini bilmem; bilmek de istemiyorum.
Ama neyin intikamını almaya, kimin hesabını görmeye çalışıyorlarsa
biraz sabretsinler.
Bu hem onların hem de Türkiye'nin menfaatine olur. Çünkü şu aşamada
karanlık odalarında yazdıkları, çizdikleri her haberde gerçek
yüzleri biraz daha ortaya çıkıyor. Gözüne far tutulmuş tavşan gibi
kendilerini belli ediyorlar...
Erken seçim ihtimali
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un medya kuruluşlarının Ankara
Temsilcileri ile buluştuğu toplantıdaydık.
Şentop, hem geride kalan yasama yılı, hem de 1 yılını dolduran
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili önemli mesajlar
verdi.
En önemli mesajı bence erken seçim beklentisindeki muhalefet
partilerineydi: "Siyaseten de hukuken de seçim kararı alınması
ihtimalini sıfır görüyorum." Parlamenter sistemin dinamikleriyle
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini eleştiren ve iktidarı erken
seçime zorlama hesapları yapan muhalefet Şentop'un mesajının satır
aralarını iyi okumalı.
Henüz 1 yıl önce yüzde 52 ile milletten 5 yıllık vizeyi alan, 31
Mart yerel seçimlerinde bir yüzde 52'yi daha cebine koyan hiçbir
iktidar seçime gitmez.
Zaten milletin de bir erken seçim isteği yok.
Türkiye'yi yeni bir seçime zorlayan kaybeder...
Tablo bu kadar net...