BİZİM muhalefetin ABD Başkanı Trump'ın hadsiz
mektubuna gösterdiği orantısız ilgi sizi şaşırtmasın.
Son 3 yılda 3 kez Türkiye karşısında geri adım atmak zorunda kalan
ABD gibi, bizimkiler de şaşkın...
O kadar çaresizler ki, İsmet İnönü'nün ta 1964'te dönemin hadsiz
ABD Başkanı Johnson ile yaşadığı mektup krizinden siyaset üretmeye
çabalıyorlar... ABD'nin Fırat'ın doğusunda geri atmak zorunda
kalmasının Recep Tayyip Erdoğan'ın hanesine artı yazacağı düşüncesi
onları çılgına çeviriyor... Gelelim bugüne... Tarih 8 Haziran 2019.
ABD Savunma Bakan Vekili Shanahan'dan Millli Savunma Bakanı Hulusi
Akar'a bir mektup gelir.. ABD'li bakan Türkiye'nin Ruslar'dan S-400
alması halinde ağır yaptırımlar uygulayacakları tehdidinde
bulunmaktadır. Türkiye tabii ki bu tehdidi ciddiye almaz, ABD'nin
tüm itirazlarına rağmen S-400'leri alır...
Tarih 9 Ekim 2019... Mektupla tehdit sırası ABD Başkanı
Trump'tadır... "Sakın Fırat'ın doğusuna girme, yoksa..."
kıvamındaki skandal mektup Ankara'ya ulaşır. Recep Tayyip Erdoğan
aynı gün Fırat'ın doğusuna girme kararı alır... ABD yönetiminin
Türkiye'yi durdurmak için çaresizce mektubu sızdırdığı gün ise Türk
komandosu Fırat'ın doğusunu silip süpürmektedir. Etkisiz hale
getirilen YPG'li terörist sayısı 702'ye, TSK'nın terörden
temizlediği bölgenin büyüklüğü bin 300 kilometreye ulaşmıştır...
Sonrası malum... Bu süreçte birileri eski ezberleriyle tehdit
mektupları yazarken, biz tarih yazdık...
Cevabı mektupla değil, Mehmetçik selamıyla verdik...
Türkiye'nin hem sahada hem masada kazandığı Barış Pınarı
Harekatı'nın özeti budur...