Çarşamba sabahı uyandığımda her zamanki gibi önce cep telefonuma göz attım.Sabahın 8’inde tam 11 cevapsız arama, sayısız Whatsapp, Twitter mesajı vardı! Herkes sözleşmiş gibi aynı soruyu soruyordu: “Cumhurbaşkanı’nın sağlık durumuyla ilgili çıkan haberler doğru mu?”Haber dedikleri şey, FETÖ’nün içerideki çözüm ortaklarıyla beraber sosyal medyadan dolaşıma soktuğu alçakça bir yalandan ibaretti. Ama herkes paniğe kapılmıştı. Ve dört koldan FETÖ’nün açtığı taglara “Hayır, bu doğru değil” diye cevap yetiştirmeye çalışıyordu. Kimse atılan her mesajın, yapılan her paylaşımın yalanı daha geniş kitlelere ulaştırdığının farkında bile değildi.Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programı önceki geceden belliydi. Ortada böylesine panik olunacak bir durum yoktu. Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara’ya geldi ve söylentiler bıçak gibi kesildi. Tabii şimdilik. Çünkü devamı gelecek. Dezenformasyon çağının doğal bir sonucu bu yaşananlar. Yalan ve gerçek birbirine karışmış durumda. AK Parti’nin rakibinin muhalefet değil ekonomi olduğunu söyleyenler haksız değil. Ancak iktidar partisinin ekonomi kadar önemli bir sorunu da ardı ardına gelen sosyal medya operasyonlarıyla oluşan panik havası ve özgüven...