ESKİ Türkçe'de belediye başkanları için kullanılan güzel bir
söz...
Şehrin emin kişisi, güvenilir, özü sözü bir insan anlamına
geliyor...
İstanbul'da öne çıkan iki adaydan hangisine daha çok yakışıyor
sizce "Şehrül-Emin" ifadesi?
Bu soruya sağduyulu CHP'lilerin bile 'Binali Yıldırım' cevabını
vereceğinden hiç şüphem yok.
Çünkü görünen köy kılavuz istemiyor ve gelinen nokta itibariyle
mızrak çuvala sığmıyor.
CHP adayı arkasına aldığı tüm medya desteğine ve oluşturulan sahte
imajına rağmen kırdığı potlarla 'Şehrül- Emin' olamayacağını bu
kampanya döneminde belli etti.
İddia o ki, CHP üst yönetimi bile Ekrem Bey'in son dönemdeki söz ve
eylemlerinden, giderek şişen egosundan son derece rahatsız... Ve
seçimin bu sebeple kaybedileceğinden endişe duyuyor.
Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun karşı karşıya geldiği canlı
yayında iki aday arasındaki sıklet farkı net olarak ortaya
çıktı.
Bir tarafta 5 yıl boyunca yönettiği Beylikdüzü'nde 37 vaadinden
sadece 2'sini gerçekleştiren CHP adayı.
Diğer tarafta İstanbul'un ulaşım altyapısını baştan aşağı
yenileyen, dev projelerle kente nefes aldıran proje adamı Binali
Yıldırım...
Yıldırım, gücünü oturduğu koltuktan almayan, tersine hep o koltuğu
güçlendirmek için çabalayan bir görev adamıdır.
Bir faniye kolay kolay nasip olmayacak nice makamlarda bulunmasına
rağmen şaşırtıcı bir mütevazılığa sahiptir. CHP adayının tersine
kimseye tepeden bakmaz, hor görmez. İnsana sırf insan olduğu için
değer veren bir yapıdadır.
Ucuz polemiklerle, günlük siyasetle işi olmaz.
Kendi ifadesiyle 'milletin amelesi' olan 'halk adamı' diye tabir
edilen siyasetçilerdendir.
Göz önünde değil, gönüllerde olmayı tercih eder...
Bütün bu insani özellikleri, başarılı kariyeri ve iz bırakan
icraatlarıyla 50 yıllık İstanbullu Binali Yıldırım 'Şehrül-Emin'
olmayı sonuna kadar hak eden bir isimdir.
Çünkü güvenilirlik, eminlik, özü sözü bir olmak önemli bir
meziyettir.
Her insanda kolay kolay bulunmaz.
NOSTALJİ DEĞİL GERÇEK
İstanbul'un SHP-CHP'nin elinde olduğu 90'lı yılların başında İSKİ
Genel Müdürü olarak görev yapan Ergün Göknel'in bir videosuna
rastladım sosyal medyada.
İstanbul'da musluklardan suların akmadığı, patlayan çöp dağlarının
altında insanların can verdiği günler...
SHP-CHP'nin en üst düzey bürokratı TRT'de soruları
yanıtlıyor...
Sunucu soruyor: "Efendim Bayrampaşa'da suların çok az ve pis aktığı
yönünde vatandaşlardan şikayet var." Ergun Göknel bütün kibarlığı
ve pişkinliği ile cevap veriyor: "Efendim Bayrampaşa'ya 72 saatte
bir 12 saat süreyle su veriyoruz. Su kesildiği zaman boruların
içine toprak ve yabancı maddeler giriyor. Tekrar su verince o
pislik musluklardan akıyor.
Aylar önce belirtiğimiz gibi suların kaynatılmadan içilmesi doğru
değil!" Kente 3 günde bir pis su verdiklerini öyle bir rahatlık ve
umursamazlıkla anlatıyor ki şapka çıkarmamak mümkün değil. Yayının
devamında İstanbullular'a "Suyu kaynatsanız bile terli terli
içmeyin" uyarısı bile yapmış olabilir.
Seçime sayılı günler kala AK Parti'nin yapacağı en doğru işlerden
biri bu videoyu mümkün olduğu kadar çok İstanbullu'ya izletmek
olmalı.
25 yıl öncenin İstanbul'unu kimler, nasıl yönetiyormuş herkes
görsün...
Ve tabi İstanbul'un nereden nereye geldiğini de...