ABD ve Rusya görünürde birbirleri ile “pek anlaşamayan” hatta
zaman zaman “çatışma noktasına” gelen iki büyük ülke.
Ama onları birleştiren bir “ortak nokta” var.
İki ülkeyi bir araya getiren “ortak noktanın” adı YPG!
YPG severlikte adeta birbirleriyle “yarış” halindeler.
Biri YPG’yi “ağır silahlar” ile takviye ederken diğeri silah
yardımı yapmasalar bile “YPG ile çalışmayı” sürdüreceklerini
açıklıyor!
Evet, her iki ülke de “Türkiye’nin tüm itirazlarına” rağmen YPG ile
birlikteliklerini sürdürüyorlar.
Peki, YPG’yi bu kadar vazgeçilemez kılan sebep ne ola ki?
Herhalde Amerikalılar ve Ruslar YPG’lilerin karakaş ve kara
gözlerine hayran oldukları için böyle davranmıyorlar.
İşin içinde çok daha başka hesaplar olmalı.
Amerikalılar bu hesapları gözden uzak tutabilmek adına YPG ile
birlikteliklerinin “kısa vadeli beklentilere” bağlı olduğunu ileri
sürüyorlar.
Ancak eylemleri ilişkilerinin “kısa vadeli birliktelikle”
sonuçlanmayacağı zannını uyandırıyor.
Bizlerde daha uzun vadeli hesaplar için bu birlikteliğin devam
ettirildiği kanısı ağır basıyor.
Amerikaların bölgenin yeniden yapılandırılması gibi bir hesap
içinde olduğunu biliyoruz ama Rusların “ne yapmak” istedikleri
konusunda kesin bir bilgimiz yok.
Muhtemelen onlar da bölgenin yeniden yapılandırılması yani yeni
ülkeler kurulması sırasında pastadan pay sahibi olmak adına böyle
davranıyorlar.
YPG bünyesinde yer alanların ise ”bağımsız bir devlet” hayali ile
yanıp tutuştukları meçhulümüz değil.
Büyük bir ihtimalle ABD ve Rusya’ya “verdikleri hizmet”
karşılığında “bağımsız bir devlete” sahip olacaklar.
Bağımsız bir devlete sahip olabilirler ama asla “bağımsız”
olamazlar.