ABD Dışişleri Bakanı RexTillerson ABD-Türkiye ilişkilerini
değerlendirirken, “Karşılıklı güven kaybettik ama bu ilişkileri
onarmak için çabalamalıyız” diyor.
ABD Türkiye’ye “neden güvenmiyor” bilemiyoruz ama bizim ABD’ye
“niçin güvenmediğimiz” besbelli.
Zira ABD Türkiye’den söz ederken “dostumuz ve müttefikimiz”
sözcüklerini dilinden düşürmüyor ama iş icraata gelince Türkiye’nin
tüm hasımları ile “içli dışlı olmayı” sürdürüyor.
Mesela Türkiye PKK ve onun yurt dışındaki uzantıları PYD ve YPG
gibi yapılandırmalardan şikâyet ettikçe ABD söz konusu örgütlerin
DEAŞ ile mücadele ettiklerini ileri sürüp onlara arka çıkıyor.
Onlara silah ve mühimmat yardımını sürdürüyor.
Ya da Türkiye FETÖ terör örgütünün darbe teşebbüsünü dile
getirdikçe ABD duymazdan gelmeyi ve Türkiye’nin FETÖ liderini iade
talebini işitmemeyi tercih ediyor. Bu şartlarda ABD’ye nasıl
güvenebiliriz? Bizim için hayati tehlike unsurları haline gelmiş bu
örgütlere arka çıkan ve destek veren bir ülkeye güvenilebilir
mi?
ABD Dışişleri Bakanı RexTillerson güvenin her ilişkinin temeli
olduğunu vurguluyor. Doğrudur güven her ilişkinin temelidir.
ABD ile ilişkilerimizde güvenden eser kalmayınca iki ülke
arasındaki ilişkiler de temelinden sarsılıyor demektir.