Dil ve düşünce dünyası arasında yakın bir ilişki olduğu konunun uzmanlarınca sıkça belirtilir. Geniş anlamda kullanılan bu tespit dar anlamda düşünüldüğünde özellikle bizim toplumumuzda çok net bir ayrıştırıcı-belirleyicidir.
Cumhuriyet tarihi boyunca kurucu iradenin attığı adımlar toplumsal hayatın pek çok yönünü etkilemiştir. Bu devrimlerden en güçlüsü belki de DİL DEVRİMİ'dir!
Sadece bir alfabe değişimi düzeyinde kalmayan bu müdahale, dilde sadeleşme adı altında korkunç bir 'kendinden kaçış' sürecine neden olmuştur.
Köken itibarı ile Arapça-Farsça olan kelimeler için alternatifler üretilmiş ve bu alternatifler dayatılmıştır.
Düşülen komik durumu izah açısından tek örnekle yetinelim:
'Mecburiyet' kelimesinin yerine ikame edilen-dayatılan kelime 'zorunluluk' kelimesidir. Ne var ki bu kelimeyi dayatanlar o kadar yetersizdir ki zorunluluk kelimesinin kökeninin Farsça 'Zoor-Zor' kelimesi olduğunu çok sonradan fark etmiştir.