Çok az kaldı; 27 Kasım’da ABD’de Zarrab davası başlayacak.
Ancak dava tarihi yaklaşırken, birbiri ardına da kritik gelişmeler
yaşanıyor.
Son gelişme, 17-25 Aralık operasyonlarında ortaya dökülen telefon
görüşmelerinin, ABD’deki mahkemede resmen delil olarak kabul
edilmesi.
Üstelik bu bilgi, bizzat ABD’de tutuklu yargılanan Halkbank eski
Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla’nın avukatlarının
yazdığı bir dilekçeyle gün yüzüne çıktı.
Atilla’nın avukatları geçen hafta mahkemeye,
“potansiyel tanıklar”la ilgili olarak bir dilekçe
sundu. KİMSE SAVUNMA İÇİN TANIK OLMAK İSTEMİYOR
Dilekçede, mahkemenin delillerin üçüncü kişilerle paylaşılması
konusunda koyduğu kısıtlamaların, “savunma lehine tanık
bulmada zorluk çıkardığı” vurgulandı. Avukatlar bunun için
de iki gerekçe gösterdi: – POTANSİYEL TANIKLAR,
KİŞİSEL BİLGİLERİNİN AMERİKAN MAHKEMESİYLE PAYLAŞILMASINI
İSTEMİYOR- Atilla’nın avukatları mahkemeye sundukları
dilekçede, savunma için tanıklık yapacak kişileri belirlemek için
Türkiye’ye iki kez gittiklerini, yakında yine gideceklerini
vurguladı. Ancak mahkemenin koyduğu “kanıtların
paylaşılması kısıtlamasının”, tanık bulmayı
zorlaştırdığını da ifade ettiler.
Dilekçede, “savunma tanığı bulmakta” sıkıntı
çıkaran bir başka unsurun ise mahkemenin tanıkların imzalamasını
zorunlu kıldığı “güvence belgesi” olduğu ifade
edildi. Tanıklar için hazırlanan güvence belgesinde, tanığın ismi
dışında, ev adresi ve çalıştığı yer gibi bilgiler de bulunuyor.
Atilla’nın avukatları dilekçede,
“Türkiye’deki potansiyel tanıklar, kişisel bilgilerinin bir
Amerikan mahkemesi kayıtlarına girmesini istemiyor” notunu
düştü. Dolayısıyla, sadece tanıkların isimlerinin, o da kamuoyuna
açıklanmayacak şekilde mahkemeye bildirilmesini önerdiler.
– “KISITLAMA NEDENİYLE...