Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adeta
davul zurna ile ilan ettiği Afrin Operasyonu başladı.
Operasyonun adı, hem Afrin’de çokça yetişen zeytine atıfla, hem de
tüm dünyaya bunun bir “işgal değil terörle mücadele
operasyonu” olduğunu anlatmak için “Zeytin
Dalı” konuldu.
Suriye topraklarında canını-kanını ortaya koyan Mehmetçik’e selam
edip, hepsinin burunları bile kanamadan dönmesini dileyip, bundan
sonrasında neler olabileceğine bir bakalım.
Ocak sonunda yapılacak ve Suriye’deki muhalif grupları bir araya getirecek Soçi toplantısından da hemen önce.
Ruslar, bir yandan Esad’la birlikte Türkiye’nin desteklediği cihatçıları yerle bir ederken, diğer yandan da Ankara’yı YPG-PYD’yi Soçi’ye dahil etmek için iknaya çalışıyorlardı. Bugüne kadar pek çok isim değiştirip, pek çok kılığa giren YPG-PYD (en doğrusu aslında PKK), Soçi’de de yeni bir isimle arz-ı endam etmeye hazırlanıyordu.
Afrin operasyonu ile Ankara bunun önünü kesmek için adım attı.
Ancak elbette bunun bir “bedeli” de olacak.
O bedelin İdlib olması kuvvetle muhtemel. İdlib’deki Ebu Zuhur Havaalanı kritik önemde… Esad ordusu aralık ayı sonu itibarıyla burayı ele geçirmek için uğraşıp duruyor. Şam yönetiminin Ebu Zuhur’u almasını, Türkiye destekli cihatçı gruplar engelliyordu.
Son birkaç gün içinde, İdlib’in güneyindeki bu cihatçı gruplar Afrin yönüne doğru kaydırılmaya başlandı. Kısacası, İdlib’de Esad ordusunun önü açıldı.
Buna bir de, AKP hükümetinin hiç yapmadığını yapıp, Zeytin Dalı operasyonu başlamadan önce Esad yönetimini bu operasyon konusunda bilgilendirmesini ekleyin.
Ortada,