AKP hükümetinin “Eyy ABD!” efelenmeleri de,
Almanya’ya yönelik başta “Nazi” göndermeleri olmak
üzere, sert çıkışları da son dönemde azaldı, hatta hemen hemen hiç
kalmadı.
Değil efelenmek;
Almanya’ya karşı “hukuki” jestler -hukuki sözcüğü
özellikle tırnak içinde-, ABD’li bakanlarla sarayda Cumhurbaşkanı
düzeyinde üç buçuk saat görüşmeler olmaya başladı.
Oysa ne ABD tarafından Membiç’de herhangi bir geri adım yaşandı, ne
de Almanya’dan AKP hükümetine yönelik herhangi bir jest geldi.
Peki neden AKP birden bire hem ABD’ye, hem Almanya’ya karşı söylem
yumuşattı?
Ankara diplomatik kulislerinde konuşulanları aktaralım:
ALMANYA’DAN ADI KONMAMIŞ EKONOMİK AMBARGO
Ankara’da görev yapan bir AB diplomatı, geçen hafta yaşanan Deniz
Yücel vakasını, doğrudan Almanya’nın ortaya çıkardığı
“ekonomik ambargo kartına” bağladı.
Almanya, sessiz sedasız, Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’ye
vereceği kredileri de, doğrudan yatırımları da, yatırım
desteklerini de askıya aldırdı. Banka, bir yıldan fazladır -tam
olarak 2016 yazından bu yana- Türkiye’ye ya da Türkiye’ye yönelik
projelere tek bir Euro kredi vermiyor, yatırım desteği sağlamıyor.
Avrupa Yatırım Bankası, özellikle Avrupalı yatırımcılar için bir
“barometre” gibi; Eğer banka herhangi bir ülkenin
ekonomisinden uzak durursa, başta Avrupalı, tüm Batılı yatırımcılar
o ülkeden kaçıyor.
Bitmedi:
Almanya yine sessiz sedasız, Alman şirketlerinin Türkiye’de
yapacakları yatırımlara “sigorta limiti” koydu.
Limit, Türkiye’ye yatırım yapacak tüm Alman şirketleri için yıllık
1.5 milyar Euro olarak belirlendi. Bunun anlamı şu: Türkiye’ye
yatırım yapmak isteyen Alman şirketler, bu sigortadan
yararlanıyorlardı. Eğer yatırımları iyi gitmezse, zararları
karşılanıyordu. Oysa limit konularak, Alman şirketlere Berlin
hükümeti tarafından “Biz Türkiye’de yapılacak yatırıma
kefil değil...