Şu tespiti yapmadan yazıya başlamak olmaz;
Irak’ta Mesud Barzani’yi “bağımsızlık referandumu” yapmaya kalkacak
kadar güçlendiren unsurların başında, AKP hükümetinin izlediği
yanlış politikalar geliyor.
Devleti devlet yapan, ordusu, bayrağı, toprağı, ekonomisidir;
Türkiye’deki AKP iktidarı, Barzani’nin bu unsurları
“tamamlayabilmesi” için adeta seferber olmadı mı?
Hepimizin hafızasında;
Barzani, Ankara’ya geldiğinde “devlet başkanı” gibi muamele görmedi
mi?
Ankara ve İstanbul’da göndere, Barzani’nin kendi kontrolündeki
bölgenin bayrağı olarak kullandığı “Ala renk” çekilmedi mi?
Iraklı Kürtlerin Bağdat ile girdiği petrol anlaşmazlığında, AKP
hükümeti Barzani’nin yanında durmadı mı? Yandaş şirketler
Barzani’nin kontrol ettiği bölgede petrol çıkarma/taşıma işine
sokulup, zengin edilmedi mi?
Barzani’nin peşmergeleri, üstelik bir 29 Ekim günü, Türkiye
topraklarından törenlerle, Türk güvenlik güçlerinin eskortluğunda
geçirilmedi mi?
Bütün bunları yapan AKP’liler, şimdi çıkmış “referandum olursa,
askeri müdahale yolu açılabilir” diyorlar.
Dostlar alışverişte görsün; inanmak isteyenler, elbette
inanabilir.
Ancak AKP’nin yanlış politikalarına rağmen, Türkiye hâlâ büyük
devlet;
Barzani’nin “bağımsızlık” ısrarına karşılık alabileceği önlemler
hâlâ var. İşte bunlardan birkaçı;
– Atılabilecek ilk adım diplomatik adım olur; Türkiye’nin
Erbil Başkonsolosluğu kapatılabilir ya da çalışmaları
sınırlandırılabilir.
– İkinci adım, Türkiye’nin uzun süredir peşmergeye verdiği
askeri eğitimin sonlandırılması olabilir.
– Barzani’nin ekonomik olarak sıkıştırılması için Habur Sınır
Kapısı’ndan geçişlerin önce sınırlanması, belki de kapının tümden
kapatılması söz konusu olabilir. Yine aynı bölgeye geçiş için
kullanılan Derecik, Gülyazı ve Üzümlü sınır kapılarında önlemler
artırılabilir. Türkiye, bölgeye olan yatırımlara da, bölgeyle
yapılan her türlü ticarete de ek önlemler getirebilir.