Türkiye ile ABD arasındaki ilişki, iyiden iyiye
“sağırlar diyaloğuna” dönüştü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı
Donald Trump arasındaki telefon görüşmesinin
ciddiyeti, “o ne dedi”, “hayır öyle
demedi”, “ondan hiç bahsetmedi”
açıklamaları arasında kayboldu gitti.
O telefon konuşması sonrasında yaşananlar, ABD’de
Trump’ın Başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte
Beyaz Saray’ın “ciddiyetindeki” erozyonun bir
parçası sadece. Sonuçta, müttefiklerine yaptırım uygulayacağını
Twitter’dan açıklayan, sosyal medyadan yazdığı mesajlarla ona buna
savaş ilan eden bir ABD Başkanı’ndan söz ediyoruz. Ki o Başkan’ın
daha birkaç ay önce, Ankara ile Washington arasında hemen her
konuda kriz yaşanırken, sadece THY’ye 11 milyar dolarlık uçak
sattığı için “ülkelerimiz hiç olmadığı kadar
yakın” dediğini de unutmamak gerekiyor.
Dolayısıyla Ankara’nın ABD Başkanı’nın o konuşmada ne dediğinden
çok ABD bürokratik sisteminin her kelimesini üzerinde düşünerek
yazdığı mesajı dikkate alması gerekiyor. (Nitekim, ABD Dışişleri
Bakanlığı da yaptığı açıklamada, Beyaz Saray açıklamasının
arkasında durdu)
Peki neler var o mesajda.
– Ankara’ya üstü kapalı “Menbiç uyarısı” var.
TSK’nın Amerikan askerleri ile karşı karşıya gelmemesi uyarısı.
– Afrin operasyonu konusunda, operasyonu
“sınırlayın” ve “sivil halka dikkat
edin” uyarısı var. Ki Ankara’nın Zeytin Dalı Harekatı
konusunda önümüzdeki dönemde dünya kamuoyunda en çok başını
ağrıtacak konu buymuş gibi görünüyor.
– OHAL uyarısı var. Özellikle halen hapiste olan Amerikan
vatandaşları konusunda Washington’da hakim olan rahatsızlık, apaçık
koyulmuş Beyaz Saray açıklamasına…
– Ve en önemlisi Ankara’dan gelen ABD karşıtı, giderek de sertleşen
söylemlere karşı duyu...