AKP hükümetinin “kandırılma” ve “yanıltılma” listesi uzun…
Hükümetten, gruplara, kişilere kadar bölgede kim varsa bu listede
mevcut…
Esad (kandırılma sonrası Esed), İsrail, Barzani (henüz AKP’liler
isminde herhangi bir değişiklik yapmadı. Bekliyoruz), ABD,
Rusya…
Bugüne kadar tek bir ülke girmemişti bu listeye, o da çok
yakın…
İran’dan bahsediyorum.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran’a
karşı hep temkinli politika izledi.
Ancak Kuzey Irak’ta Barzani’nin “bağımsızlık” referandumuyla
birlikte önce Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ardından da
Erdoğan’ın kendisi soluğu Tahran’da aldı.
Görüşmelerin ana konusu, Kuzey Irak’ta birden bire devlet kurmaya
kalkan Kürtlere karşı bölgenin iki büyük ülkesi Türkiye ve İran’ın
alacağı önlemler oldu.
Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından anlıyoruz ki, Kuzey
Irak’taki Kürtleri -yine bizzat Erdoğan’ın deyimiyle- “aç bırakmak”
için tam mutabakat sağlandı.
İşte “yanıltılma/kandırılma” da tam bu noktada devreye girdi.
Daha Erdoğan Tahran’dan dönmüştü ki, Iraklı Kürtlerin Barzani’yle
birlikte en önemli siyasi liderlerinden, eski Irak Cumhurbaşkanı
Celal Talabani’nin ölüm haberi geldi.
AKP hükümeti, Iraklı Kürtlere kızgınlığının ifadesi olarak
Talabani’nin cenaze törenine kimseyi göndermedi.
Ama AKP’nin, “yaptırımlar konusunda tam mutabakat içinde” olduğu
İran öyle yapmadı.
Talabani’nin cenaze törenine İran’dan katılım çok yüksek oldu,
Dışişleri Bakanı Cevat Zarif katıldı.
Bu aslında İran’ın Kuzey Irak konusunda izleyeceği politikanın da
işareti…
Anadolu’da İranlılar için “Yahudilerin adı çıkmış; asıl ticaret
erbabı Acemlerdir” inanışı var.
Halen Kuzey Irak pazarında hakimiyet Türk mallarında… AKP
hükümetinin uygulayacağı ambargoyla bu hakimiyet ortadan kalkacak.
Ancak İran’ın, dereden/tepeden bölgeye kendi ürettiği malları
sokmayacağının hiçbir garantisi yok.
Birkaç ay içinde bir bakmışız ki, Kuzey Irak’ta marketler İran
üretimi bisküvi, salça, sabun ve kıyafetten geçilmiyor; Kuzey
Irak’ta İranlı müteahhitler kol geziyor.
Sonra gelsin “yanılmışız”; gelsin “kandırıldık”…
AKP’li eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “emri bizzat ben
verdim” dediği bir adım attık;
Rus uçağını düşürdük.
O gün bugündür, başımıza gelmeyen kalmadı.
Türkiye, Rusya tarafından çevrildi, adeta “esir alındı”.
Yandaş basının ve AKP’lilerin koro halinde “Eyy Amerika” diye
bağrıştığına bakmayın…
AKP’nin izlediği yanlış politikalar sonucunda Rusya da en az ABD
kadar hatta daha fazla “etkin” konuma geldi Ortadoğu’da…
– AKP’liler “üç saate Şam’da namaz kılarız” dediler, Suriye
karıştı. Ve Rusya, Tarsus’taki deniz üssüne iyice yerleşti, yetmedi
Lazkiye’de de bir hava üssü kurdu.
– AKP’liler “bir gece ansızın Afrin’e girebiliriz” dediler; Ruslar Afrin’e karakollar kurdu. AKP’nin “girdik giriyoruz” açıklamaları da “fantazi” dünyasında yerini aldı.