Ortadoğu karışık…
Katillerle, ekonomik ambargolarla, gerektiğinde ise savaşlarla
Ortadoğu’da müthiş bir güç kavgası yaşanıyor.
Kavganın bir tarafı “Şii Müslümanlığın bayraktarı”
durumundaki İran.
Diğer taraf, yani “Sünni cephesi” ise biraz
karışık. Sünni cephede kimin “lider” olduğu
konusunda bir rekabet var. “Arapların lideri”
konumundaki Suudi Arabistan ile, AKP hükümetiyle birlikte
“neo-Osmanlıcılığın” geçer akçe haline geldiği
“yeni Türkiye” rekabet halinde.
Suudilerin en büyük müttefiki -hatta kimi yerde taşeronu- Birleşik
Arap Emirlikleri (BAE).
Suud-BAE cephesi hem İran’la mücadelede, hem de Türkiye ile
rekabette, kimi zaman cinayetlere bile başvurmaktan çekinmiyor.
BAE biraz daha akıllı davranıyor. İşi kiralık katillerle yürütüyor.
Filistin’de Muhammed Dahlan, Yemen’de eski Amerikan komandoları BAE
adına birbiri ardına siyasi cinayetler işlemeye devam
ediyorlar.
Suudiler ise siyasi cinayetler-sindirme operasyonları konusunda
gözü kara gidiyorlar. İstanbul’daki Suudi Konsolosluğu’nda Suudi
vatandaşı muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi işte bu
gözü kara cinayetlerin son örneği.
Suudilerin “liderlik yarışında” cinayetler
dışında, savaşlar- darbeler- ambargolar da var…
Mısır’da General Sisi’nin askeri darbe yapıp yönetimi ele geçirmesi
de; İran’la ve Türkiye ile ilişkilerini geliştirdi diye Katar’a
ekonomik ambargo uygulanması da; Yemen’e yönelik vahşi askeri
operasyon da; Lübnan Başbakanı Hariri’nin “rehin alınıp, gözdağı
verilmesi” de hep Suudilerin bölgeyi şekillendirme çabalarının
parçası.
Ortadoğu’da bir de “ortada durmaya çalışanlar”
var.
Kuveyt mesela… Suudi-Katar anlaşmazlığında
“arabulucu” rolüne soyundu. Pek bir sonuç elde
edemese de en azından “bu kavgada tarafsızım”
tavrını ortaya koydu. An...