24 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de, ülke içinde,
Neo-Osmanlıcılık almış başını gidiyor.
Yandaşlar, henüz “Sultan” diyemeseler de,
“Başkan” hitabıyla Recep Tayyip Erdoğan’ı Türkiye
Cumhuriyeti’nin tüm diğer cumhurbaşkanlarından ayırmaya
başladılar.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorluklara bakılmaksızın birbiri
ardına yaptırılan saraylar, “Başkanlık” hangarına
dizilen yeni uçaklar, hep bu hevesin somut göstergeleri.
Ancak içeride, “büyük gösteriş ve kibir
hamleleriyle” oluşturulmaya çalışılan bu imaj, sınırların
hemen dışında çökmekte… Hem de öyle böyle değil, çok hızlı bir
çöküşte.
Nasıl mı?
Komşulara bakalım yeter…
★★★
*Mesela IRAK’ta:
Seçimler sonrasında ülkenin yeni yönetimi
oluşmaya başladı. Irak’ta Saddam sonrasında oluşturulan yönetim
yapısında Meclis Başkanı Sunni, Başbakan Şii, Cumhurbaşkanı ise
Kürt kökenli isimlerden oluşuyordu. Nitekim yeni yönetimin de ilk
belirlenen ismi, Meclis Başkanı Muhammet Halbusi, Sünni kökenden
geliyor. Ancak bir önceki görevi olan Anbar Valiliği nedeniyle
İran’a yakın isimler arasında anılıyor. (AKP’nin bir dönem
belbağladığı, deyim yerindeyse tüm yumurtalarını onun sepetine
koyduğu bir önceki Meclis Başkanı Nuceyfi ve ailesinin ise ismi
Irak politikasında artık hemen hemen hiç geçmiyor.)