Akit yazarı Abdurrahman Dilipak hem kendi mahallesini hem karşı mahalleyi topa tuttu!
Sık sık muhafazakar dindar mahalleyi eleştiren Abdurrahman Dilipak, bu kez de kurban derisi üzerinden mahallesinin gençlerini Jennifer Lopez konseri üzerinden de karşı mahalleyi topa tuttu.
Abdurrahman Dilipak "nerde o eski kurbanlar" tadında bir yazı yazdı bugün.
Eskide kurban derilerini toplamak için verilen kavgaları hatırlatarak
günümüze şöyle bir bakıp "Helal, su geçiren ojeli bacılarımız, parfüm kokan
delikanlılar kelle mi ütüleyecekler, sakatat mı ayıklayacaklar...Kendi
kurbanlarının derisine bile el sürmez bunların çoğu. Bunlar mı deri
tuzlayacak! Ne yani bir de pahalı arabalarında, deri ve sakatat mı
taşıyacaklar, camiye, derneğe" ifadesini kullandı.
Dilipak ordan Jennifer Lopez konserine dalıyor. Konser için verilen paraları gündeme getirip "kurbanda kaybettiğimiz derinin parasını JL’den kazandık diye sevinelim mi?"sorusunu soruyor yazısında.
Dilipak'ın "Biz eskiden eskiden!" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Bayramın son günü bir mesaj aldım Adana’dan. Sonra birkaç yeri aradım. Bu
sene kurban derisi toplayan nerede ise kimse yokmuş. Herhalde gelecek
sene, kâğıt toplayıcısı kardeşlerimize kalacak bu iş. Derileri olan arkadaşlar
birkaç dernek ve camiyi aramışlar. Bu sene bir organizasyonu yokmuş. Birisi
de tuzlayıp, naylon torba içinde getirirlerse kabul edeceklerini söylemişler.
Birden kurban derisi kavgası verdiğimiz günleri hatırladım. Polisle, zabıtayla
kovalamaca oynadığımız günleri. Deriden nasıl post yapılacağını sorduğumuz
günleri, baskın yaparlarsa, deriyi kullanılamaz hale getirmek için cebimizde
çakı taşıdığımız günleri.
Köprülerin altından çok sular akmış.
Helal, su geçiren ojeli bacılarımız, parfüm kokan delikanlılar kelle mi
ütüleyecekler, sakatat mı ayıklayacaklar. Kendi kurbanlarının derisine bile el
sürmez bunların çoğu. Bunlar mı deri tuzlayacak! Ne yani bir de pahalı
arabalarında, deri ve sakatat mı taşıyacaklar, camiye, derneğe. Hangi parfüm
o kokuyu silebilir ki! Ve bir de kan lekesi.
Deriler, sakatatlar, iç yağları doğrudan çöpe.
Oysa biz deri ithal ediyoruz. Sakatat ithal ediyoruz. Bağırsaklara sucuk
doldurulur, ya da mumbar yapılır. Adana şirden ithal eder. O hayvansal
yağlardan, sabun yapılır, şampuan yapılır. Kemikten jelatin yapılır. Kazuratı
organik gübre, kanı, kullanılmayan bezeler ve iç organlardan yem ya da kediköpek maması yapılır.
Hani israf haramdı!. Camiler, vakıflar neden kurbanın israfı konusunda bu
kadar duyarsız oldular. Ya da biz hepimiz duyarsızlaştık bu konularda.
Eskiden Suudi Arabistan’da kesilen kurbanların büyük ölçüde israf
edildiğinden şikâyet ederdik.
