Antakya’nın sessiz çığlığı (2)
Hatay’ın merkez ilçesi Antakya gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketini yaşayan kentlerimizden biri. Binlerce yıllık tarihi boyunca yedi kez yerle bir olmuş ama ne bulundukları coğrafyadan vazgeçiyorlar ne...
Hatay’ın merkez ilçesi Antakya gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketini yaşayan kentlerimizden biri. Binlerce yıllık tarihi boyunca yedi kez yerle bir olmuş ama ne bulundukları coğrafyadan vazgeçiyorlar ne çok daha sağlam binalar yapıyorlar!Son depremde tarihi kentte ayakta kalan bina yok gibi, on binlerce yurttaşımız öldü ve sanki yine hiç ders almadık. Yıllardır depremle yatıp, depremle kalkıyoruz, sabah akşam deprem yorumları dinliyoruz. Ama görünen o ki bugüne kadar ne anlatıcılar depremi tam olarak anlatabildi ne de dinleyecekler konuya vakıf olabildi.Malatya ve Antakya’da anlatılan çerçevesinde şöyle bir tablo ile karşılaştım ve şöyle bir varsayıma vardım:Depremi bir boks maçı olarak göz önünüze getirin. Hiçbir kural yok. Deprem ağır sıklet şampiyonu, bizdeki binalar ise tüy sıklet. Şampiyon önüne geleni yani fay hattı üzerindekileri ezip geçiyor. Kıyıda, köşede kalanlara da kükrüyor ama yumruk mesafesi dışında kaldıkları için çok fazla etkilenmiyorlar.Peki aynı şampiyon, yani deprem Japonya’da neden aynı yıkıcı etkiyi yaratmıyor? Onlar şampiyonun gücünü biliyor ve önce onun yol güzergahına çıkıp onunla yüz yüze gelmek istemiyor, en önemlisi de karşısına kendisi gibi ağır...