Bu kafayla mı öğretim üyesi yetiştirilecek?
Üniversite sayımız öylesine hızla artıyor ki öğretim üyesi bulmak mümkün değil.Bir yasayla kolayca üniversite kurup tabela asabiliyorsunuz.YÖK’ün şişirme kontenjanlarıyla da öğrenci...
Üniversite sayımız öylesine hızla artıyor ki öğretim üyesi bulmak mümkün değil.
Bir yasayla kolayca üniversite kurup tabela asabiliyorsunuz.
YÖK’ün şişirme kontenjanlarıyla da öğrenci sayısını bir anda ikiye, üçe katlamak mümkün.
Peki ya öğretim üyesi?
Üç ayda da yetişmez, üç yılda da.
Donanımlı akademik kadroların yetişmesi için bazen çok uzun yıllar ve çok büyük yatırımlar gerekebilir...
Vakıf üniversiteleri, kendi hocalarını yetiştirmek yerine, kolay olanı yapıp, devlet üniversitelerinin içini boşaltı.
YÖK de devlet de bunu seyretti.
Oysa bir profesörün yetişmesi için en az 20 yıllık bir akademik eğitim ve bir milyon lira gerekiyor.
Pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da ciddi hatalar yapıldı. Örneğin ciddi bir öğretim üyesi yetiştirme fonu kurup, devletten transfer edilen her hoca için bu fona bir katkı sağlanabilirdi.
Yine aynı şekilde öğrencilerden alınan harçların çok az da olsa bir bölümü bu fona aktarılabilirdi.
Hiçbiri yapılmadı.
Ha, bu durum bizde böyle de KKTC’de farklı mı?
Alın birimizi, vurun diğerine.
Yurtdışı çok masraflı diye ODTÜ’nün öncülüğünde kurulan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı’na bizim üniversitelerden sonra KKTC üniversiteleri de dahil olmuştu.
Gelinen son nokta tam bir hezimet!
Niyesini, nedenini bilmiyoruz, bilen de yok.