Bütün bu yapılanlar eziyet değil de ne?
Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz kesin. Hemen her konuda çok daha dikkatli ve titiz olmamız gerektiğine de sonuna kadar inanıyoruz. Ama sanki bazı konularda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dikkat...
Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz kesin.
Hemen her konuda çok daha dikkatli ve titiz olmamız gerektiğine de sonuna kadar inanıyoruz.
Ama sanki bazı konularda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dikkat çektiği gibi, her şey birbirine karışmış durumda.
İşin garibi, giderek normale döneceğimize, olaylar ve yaptırımlar daha da içinden çıkılmaz hale geliyor.
Bugünlerde mağdurdan çok bir şey yok.
İşte ikisi:
İlki, ODTÜ KKTC’nin düzenlediği bir etkinliğe giderken havaalanından dönen iş arkadaşımız, diğeri ise Özal’a duyduğu hayranlık nedeniyle, devletten emekli olduktan sonra onun ismini taşıyan üniversitede hocalığa başlayan ve kapatıldığı için mağdur ve “sakıncalı” duruma düşen bir hocamız...
Özal için gitti ama!..
Prof. Dr. Sadık Rıdvan Karluk, Uluslararası Ekonomi, Türkiye Ekonomisi, Avrupa Birliği ve Uluslararası Ekonomik İlişkiler alanlarında yayımlanmış 24 kitabı, 300’den fazla makalesi, 12 ortak ve 3 çeviri eseri olan bir hocamız.
Uluslararası Ekonomi, Türkiye Ekonomisi, Avrupa Birliği, Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri ve Uluslararası Kuruluşlar kitapları 42 baskı yapmış.
Türkiye’de yayımlanan çok sayıda bilimsel derginin “hakem heyeti”nde yer alıyor.
Ortak yazarlı bir ders kitabı TÜBA üniversite ders kitapları, 2012 telif ve çeviri eser ödülü olmak üzere 5 “bilimsel araştırma ödülüne” sahip.
2011’de, ABD, ABI Enstitüsü’nden “yılın eğitimcisi” (Man of the Year 2011) ödülünü aldı.
Özgeçmişi WHO’s WHO Dünya, Asya ve Türkiye baskılarında yer buldu.
19 yıldır da Eskişehir Sakarya gazetesinde güncel ekonomik yazılar yazıyor.
Prof. Karluk, gelinen son noktayı şöyle özetliyor:
“Anadolu Üniversitesi’nden emekli olduktan sonra davet üzerine Turgut Özal Üniversitesi’ne geçtim.
Geçmişte bir dönem bürokraside rahmetli Özal’la çalışmış olmam nedeniyle bu isimde olan üniversiteye geçmekte mahzur görmedim.
Benim, FETÖ ile hiçbir ilişkim yok.
Bu sebeple “atılmam” söz konusu değildir. İlişiği kesilen kapsamında olup olmadığım da belli değildir. Çünkü bilgi edinme kapsamında 16.08.2016 (2097513) ve 28.09.2016 (2219921) tarihli başvurularıma hâlâ yasal süre geçmesine rağmen cevap alamadım.
Üniversitedeki şahsi eşyalarıma da halen ulaşamadım.
Bunlar arasında benim için manevi değeri çok büyük olan belgeler de var.
Almış olduğum ulusal ve uluslararası ödüller, yazmış olduğum ve tüm üniversitelerde ders kitabı ya da yardımcı kaynak olarak okutulan kitaplarım ve bildirilerim.