Eğitim şart ama nasıl bir eğitim?
Eğitimde ciddi sorunları-mız var.Ne kadar çok kaynak ayırırsak ayıralım, gözle görülür bir iyileşme olmuyor.İşte bu yüzden, eğitime bakış açımızı yeniden değerlendir-memizde...
Eğitimde ciddi sorunları-mız var.
Ne kadar çok kaynak ayırırsak ayıralım, gözle görülür bir iyileşme olmuyor.
İşte bu yüzden, eğitime bakış açımızı yeniden değerlendir-memizde yarar var.
Örneğin, eğitim hedeflerimizi, misyon ve vizyonumuzu, özellikle de beklentilerimizi revize etmemiz gerekiyor.
Hiç kimse farkında değil ama hemen her alandaki ötekileşmenin ve birbirimize yabancılaşmanın altında yatan asıl gerçek, eğitim elbisesinin bugünün çocuklarına dar gelmesi...
Fark ettiniz mi?
Eğitimde sürekli patinaj yapıyoruz.
Kırk yıl önce çözülmesi gereken sorunları bugün bile hâlâ çözebilmiş değiliz.
Daha da vahimi, kırk yıl sonra da çözemezsek hiç şaşırtıcı olmaz.
Çünkü hiçbirimiz eğitimi ciddiye almıyoruz...
2017 hedefleri?
MEB, 2017 hedeflerini belirledi.
Onlarca cek, cak’la biten hedef sıralamış.
En dikkat çekeni, okullaşma oranlarına yönelik olanı.
Çıta yükseltilecekmiş!
Okul öncesinde, okullaşma oranının yüzde 42.96’dan yüzde 46’ya yükseltilmesi hedefleniyormuş.
Oysa yeni hükümet kurulurken, okul öncesi eğitim ve yabancı dil hazırlık sınıflarının önümüzdeki öğretim yılından itibaren zorunlu hale geleceğini, bizzat Başbakan Yıldırım açıklamıştı!
Oysa şimdi, sadece birkaç puanlık bir artış öngörülüyor!..
İlkokulda yüzde 94.87; ortaokulda yüzde 94.39 olan net okullaşma oranlarının da yıl sonuna kadar yüzde 100’e çıkarılması planlanıyormuş!
Haydaaaa diyoruz, çünkü ilkokul ve ortaokul, 8 yıllık kesintisiz eğitim nedeniyle, zaten yıllardır zorunlu değil miydi?
Bugüne kadar çoktan yüzde 100 hedefine ulaşılması gerekmez miydi?