Huylu huyundan vazgeçmiyor!
MEB, kurs sevda- sından asla vazgeçmiyor!Cumhur- başkanı Erdoğan her ne kadar dersi derste öğretin, çocuklarımızı özgür bırakın talimatı verse de MEB’in kurs sevdası bitecek gibi değil.Yeni bir...
MEB, kurs sevda- sından asla vazgeçmiyor!
Cumhur- başkanı Erdoğan her ne kadar dersi derste öğretin, çocuklarımızı özgür bırakın talimatı verse de MEB’in kurs sevdası bitecek gibi değil.
Yeni bir karar almış, önce haberi okuyalım:
MEB, ilkokul 3 ve 4’üncü sınıfa devam eden ve önceki yıllarda Türkçe ve Matematik’ten yeterli kazanım edinemeyen öğrenciler için kurs açacakmış!
Kurs süresi hafta içi günde 2 ders saatini, hafta sonu günde 6 ders saatini ve haftada toplam 10 ders saatini geçmeyecekmiş.
Kurslarda öğrencinin kendi sınıf öğretmeni, okulun diğer sınıf öğretmenleri, ilçe norm fazlası sınıf öğretmenleri, ilçede programda görev almak isteyen sınıf öğretmenleri, bunların olmaması durumunda ücretli sınıf öğretmenleri de görev alabilecekmiş!
Kurslar okulda bir öğrenci bile olsa uygulanacakmış. Gruplar 1-6 öğrenciden oluşturulacak ve bu sayı en fazla 10 öğrenciye kadar çıkarılabilecekmiş!..
Böylesi bir kurs gerekli ve zorunlu mu?
Kesinlikle gerekli ki açtılar.
Ama önce bataklığın kurutulması, yani öğrencileri öncelikle böyle kurslara zorunlu kılacak ortamların ortadan kaldırılması gerekmez mi?..
Gazetelerde hemen her gün zorunlu eğitim çağında olup da okula gidemeyen öğrencilere yönelik haberler var.
Kimi ailesiyle birlikte tarlada ürün topluyor, kimi de en zor işlerde çalışıyor.
İçlerinde sadece birinci, ikinci sınıf öğrencileri de yok!
Liseye gelip de seri şekilde okuma-yazma bilmeyen, dört işlem yapamayan öğrencilerden hep bahsedilir.
Şimdi onlar için de yeni kurslar mı açmak gerekiyor?..
Yine aynı şekilde, temel eğitim zorunlu olmasına rağmen, doğan her çocuğu zamanında nüfusa kaydedip, okul zamanı geldiğinde, okula göndermediğimiz için okuma-yazma kampanyalarının ardı arkası gelmiyor.
Neden?
Çünkü çocuklarımızı ve eğitimi yeterince ciddiye almıyoruz!..
Ders derste öğrenilmeli
Dersi derste ve okulda öğretmediğimiz sürece, çocuklarımızı dershaneye ve kurslara mecbur ederiz!
Dershaneler kapandı diye hiç birbirimizi kandırmayalım.
Sınavlar olduğu sürece, onlar da olacaktır.
Onların yarattığı travma yetmiyormuş gibi, şimdi onlara bir de zoraki kurslar ekliyoruz.
Çocuğu haftada fazladan 10 saat okulda alıkoymak ne demek!..
Çocuklara haftada kaç saat, kim nasıl kurs verecek diye komisyon kurmak yerine, asıl araştırılması gereken, bu çocukların bu derslerden neden bu kadar geri kaldığı olmalıydı.
Anayasa ve Temel Eğitim Yasası bu konuda çok net!
Hiçbir çocuğun eğitim hakkı engellenemez ve her çocuk en iyi eğitimi alma hakkına sahiptir.
Ve eğer istenirse okullar bölgesel farklılar dikkate alınarak 180 işgününü tamamlamak kaydıyla farklı tarihlerde açılıp, kapanabilir...