Yeni yılda kendiniz için ne yapacaksınız?
Yeni bir yıla aylar, haftalar değil, günler hatta saatler kaldı. Peki yeni yılda kendiniz için, aileniz, okulunuz, kentiniz, ülkeniz, işiniz, mesleğiniz, çevreniz için ya da herhangi bir konuda ne yapacaksınız? Sakın...
Yeni bir yıla aylar, haftalar değil, günler hatta saatler kaldı.
Peki yeni yılda kendiniz için, aileniz, okulunuz, kentiniz, ülkeniz, işiniz, mesleğiniz, çevreniz için ya da herhangi bir konuda ne yapacaksınız?
Sakın ha, hiçbir şey demeyin, yoksa yeni yılın da öncekilerden hiçbir farkı olmaz.
Ne geldiğini anlarsınız ne de gittiğini...
Bu konularda hep başkalarına akıl veririz ama mum dibine hiç ışık vermez.
Oysa, ille de değişim, farklılık ve her şeyin daha iyisi diyorsanız, taşın altına sizin de elinizi koymanız gerekmez mi?..
Cevabınız evet ise hadi hep birlikte yeni yıl için bir şeyler düşünmeye başlayalım...
Kendimiz için düşündüklerimiz elbette kendimize kalmalı ama hepimizi ilgilendiren konularda ne olur sessiz kalmayalım!..
Yeni bir ruh ve heyecan
Hemen her konuda olduğu gibi eğitime de yeni bir heyecan ve yeni bir ruh gerekiyor!
Niye?
Çünkü eğitim sistemimiz A’dan Z’ye SOS veriyor!
Cumhuriyet tarihi boyunca, hemen her konuda ve özellikle de eğitimde, çok yol kat etsek de eğitim sistemimizin, eğitim kurumlarımızın lime lime döküldüğünü kimse inkâr edemez.
Eskiden bir idealizm, bir heyecan ve bir ruh vardı, şimdi o da yok!..
Peki, onları kaybettik de yerini akademik başarılarla taçlandırdık mı?
Evet demek o kadar zor ki!..
Osmanlı’dan sadece yıkık dökük bir devlet değil, yok olma noktasına gelmiş bir eğitim sistemi ve eğitim kurumları aldık.
Osmanlı’nın yükselme dönemindeki, bütün dünyanın imrenerek izlediği ilim, irfan gitmiş, yerine Doğu ile Batı kültürü arasında zikzak yapan kafa karışıklığı gelmişti.
Cumhuriyet’le birlikte eğitim, Anadolu’ya ve halka yayıldı, yeni bir heyecanla, yeni bir ülke kuruldu.
Mustafa Kemal’in öğretmenlerden ilk isteği, “Biz kurduk, siz yücelteceksiniz. Asıl zafer sizinki olacak” şeklindeydi.