Abdullah Gül tartışmalar için ne diyor?
Kendi payıma Gül cuma namazından sonra bir açıklama yapar, o zaman ne düşündüğünü öğreniriz dedim. Cuma günü bir açıklama gelmeyince yakın çevresini aradım. “Abdullah Bey...
Kendi payıma Gül cuma namazından sonra bir açıklama yapar, o zaman ne düşündüğünü öğreniriz dedim. Cuma günü bir açıklama gelmeyince yakın çevresini aradım. “Abdullah Bey açıklama yapmayacak mı?” diye sordum. “Gerek duyduğu hallerde görüşlerini açıklamaya devam edecek” karşılığını aldım. “Cuma günü bir açıklama yapması bekleniyordu ama nedense konuşmadı” diye üsteledim. “Aslında Abdullah Bey cuma günleri cami çıkışında açıklama yapmayı tercih etmiyor. Çünkü cami, ibadethane. İbadethane çıkışı açıklama yapmayı tercih etmiyor ama başka bir platform olmadığı için, orada açıklama yapma durumunda kalıyor” denildi. Abdullah Bey, hakkındaki tartışmaları dikkatli bir şekilde izliyor, üzerinde değerlendirmeler yapıyormuş. Zaten aksi, hayatın akışına ters düşerdi. Edindiğim izlenim, Gül, hakkındaki tartışmalardan dolayı gücenmiş, kırılmış. Eleştirilere daha toleranslı bakmaya çalışmış ancak hakaret eden yazı ve konuşmalardan ciddi olarak rahatsız olmuş. Ülke sorunlarıyla ilgili görüşlerini açıklamaya devam edecekmiş. “Abdullah Bey, tartışmalardan dolayı gücendi, kırıldı. Ancak Cumhurbaşkanlığı yapmış biri olarak kendini sorumlu hissediyor, ülke ve dünya sorunlarıyla ilgili söyleyeceği şeyler olursa bunları paylaşmaktan çekinmeyecek” denildi.
11. Cumhurbaşkanı’nın attığı tweet 44 kelimeden oluşuyor ama öylesine büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi ki, eteklerdeki taşlar döküldü. Dilerim Gül, kendi ellerinde doğan, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığını üstlendiği AK Parti ile arasında esen soğuk rüzgârları doğru tahlil eder.
ERDOĞAN’I TASFİYE HESABI
Açık konuşmayı, net yazmayı tercih ederim.
Gül ile AK Parti arasındaki mesafenin açılmasında en önemli etken, Erdoğan’ı tasfiye etmek isteyen çevrelerin, Gül merkezli senaryoları piyasaya sürmeleri oldu. Çünkü Erdoğan’ı tasfiye etmek ancak AK Parti içinden güçlü bir isimle mümkündü. O da Gül’den başkası olamazdı. Abdullah Bey, bu hesapların içinde miydi, dışında mıydı bilinmez. Ama hiçbir zaman çıkıp, bu beklentileri boşa çıkaracak bir adım atmadı. Gezi’den bu yana Erdoğan’ın yanında değil, karşısında bir pozisyon aldı. 15 Temmuz gecesi hariç. Şimdi uzun bir kronoloji verecek durumda değilim.
İLGİNÇ SENARYO