Afrin harekâtının stratejik yüzü
CUMHURBAŞKANI Erdoğan 13 Ocak Cumartesi günü Elazığ’da Afrin operasyonunun sinyalini vermiş, 1 hafta içinde başlayacağını söylemişti. Dediği gibi oldu. 1 hafta sonra Afrin operasyonu başladı. Erdoğan...
CUMHURBAŞKANI Erdoğan 13 Ocak Cumartesi günü Elazığ’da Afrin operasyonunun sinyalini vermiş, 1 hafta içinde başlayacağını söylemişti.
Dediği gibi oldu. 1 hafta sonra Afrin operasyonu başladı. Erdoğan, o tarihten bu yana Afrin operasyonuyla ilgili psikolojik savaşı yürüttü, 20 Ocak’ta ise TSK operasyonu başlattı.
Bu arada başarılı bir arka kapı diplomasisi yürütüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin’le görüşmesi dönüm noktası oldu. Çünkü ondan önce Afrin’de Rus askerlerine yönelik büyük bir provokasyon gerçekleştirilmiş, Türkiye hedef olarak gösterilmişti. Putin-Erdoğan görüşmesi ile oyun bozuldu. Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ın Brüksel’de ABD Genelkurmay Başkanı ile görüşmesi ve Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı’nın 18 Ocak’ta Rusya’daki temasları harekâtın düğmesine basılmasını sağladı.
Rusya ile varılan mutabakat iki noktayı garantiye almamızı sağladı:
1- Hava sahası savaş uçaklarımıza açıldı.
2- Suriye ve Rusya’ya ait hava savunma sistemleri devre dışı bırakıldı.
Suriye rejimi, Rusya üzerinden müzakereye dahil edildi. Zaten son 1.5 yıldır Suriye rejimi ile Rusya ve İran üzerinden bir temas yürütülüyor. Son anda İran rejiminin çıkarmaya çalıştığı pürüz giderildi. İran, operasyonun yapılıp Afrin’in Suriye rejimine teslim edilmesini istiyordu. Türkiye, operasyonu yaptıktan sonra Cerablus’ta ve El Bab’da olduğu gibi yerel unsurlarla birlikte bir yönetim modeli oluşturacak. Boşuna bu harekâtın diğer adı “Afrin’i Özgürleştirme Operasyonu” konulmadı.