‘Nankör Ekrem’
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi bu hafta ‘Nankör Ekrem’ başlıklı yazısını kaleme aldı.
MGK toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer Başbakan Bülent Ecevit’in önüne Anayasa kitapçığını fırlatınca, Hüsamettin Özkan, “Nankör kedi” deyip kitapçığı tekrar Sezer’in önüne atmıştı.
Hüsamettin Özkan’ın, “Nankör kedi” demesinin nedeni Ahmet Necdet Sezer’i, Ecevit’in cumhurbaşkanı seçtirmesiydi.
Bu tablonun farklı bir versiyonu Meral Akşener ile Ekrem İmamoğlu arasında yaşanıyor.
Akşener, Uşak’tan ”Partimize kurumsal operasyon olduğu ortaya çıktı. Bu bir partinin içişlerine karışmak demektir. Şu an itibarıyla bir savaş ilanı kabul ediyorum. Varım, buyursunlar” dedikten kısa bir süre sonra cevap İstanbul’dan Ekrem İmamoğlu’ndan geldi.
HADDİNİ AŞMAK
Akşener, ayrıca İmamoğlu ve Yavaş’ı kastederek, “‘Millet bu arkadaşları istiyor’ diyerek o masaya götürdü. O masadan kovuldum ve ikisi de korktu” demişti.
Ekrem İmamoğlu birkaç saat arayla Akşener’e yanıt verdi. “Bir kısım dostlar oyuna geliyorlar, bazen haddini aşan cümleler kullanıyorlar” dedi.
Bir dönemler “Abla” dediği Meral Akşener’i, haddini aşmakla suçladı.
NANKÖR
Akşener’in, İmamoğlu tarafından haddini aşmakla suçlanması üzerine tepkisi ne oldu dersiniz? “Nankör. Nankör Ekrem.”
Akşener’de, bir kadın siyasetçi olarak Ekrem İmamoğlu’na karşı, “Senin için saçımı süpürge ettim. Ama sen benim partimi parçalıyorsun” duygusu hâkim. O nedenle Meral Akşener, kim olduğunu sana göstereceğim modunda hareket ediyor.
AYDINLANMANIN ŞİFRELERİ
Meral Akşener’in, ”Dün bir aydınlanma yaşadım. Sayın Erdoğan bilir. İmamoğlu da öğrenecek” sözünün şifrelerinin iyi okunması gerekiyor. Akşener konuşmasının devamında, Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan cezaevine gönderilirken yanında olduğunu, kapısının önünden korumalar çekilirken yardıma koştuğunu anlatıyor. Peki bunu neden anlatıyor?