Seçil Erzan olayında çember daralıyor
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi bu hafta 'Seçil Erzan olayında çember daralıyor' başlıklı yazısını kaleme aldı.
AŞK var, para var, kadın var, tehdit var, takip var, yurtdışına kaçırılan milyon dolarlar var. Üstüne üstlük bir de ünlü futbolcuların dolandırılması olayı.
Filmini çeksek gişe rekorları kırar. Ponzi Seçil sinemalarda. Sazan sarmalından sonra literatüre bir de, “Seçil sarmalı” kazandırılmış olur.
Her şey var ama bir şey yok. Adına fon kurulduğu iddia edilen Fatih Terim yok. Tüm bu işlemlerin yürütüldüğü Denizbank yok. Bir de ortada para yok.
Savunma hakkı kutsaldır; o nedenle Denizbank’ın açıklamasını olumlu karşıladım. Ama keşke biraz da özeleştiri yapsalardı.
Seçil Erzan paraların bir kısmını banka içinde alıyor. Bankadan yüksek miktarda paralar çekiliyor, belli bir miktarın üzerinden çekilen paraların takibi olur. Çekilen milyonları kimse sorgulamıyor. Seçil Erzan rotasyona sokulmadan 12 yıl aynı şubede görev yaptırılıyor. Ha bir de olayın ortaya çıkmasından sonra Seçil Erzan’ın sorgulanması var.
KOLUMA SERUM TAKILDI
Seçil Erzan ifadesinde, “9 Nisan’da beni korumalar eşliğinde Zincirlikuyu’daki Denizbank Genel Müdürlüğü’ne götürdüler. Koluma serumlar takılarak bana bu işi banka dışında yaptım diye söylettirdiler” diyor.
‘KIZIM BİZ SENİ KORURUZ’
Bankanın açıklamasında yer alan, “Hatta bana o kadar iyi davranıyorlardı ki, tam olarak durumun ne olduğunu dahi anlayamamıştım” sözünün hikmeti sonradan anlaşılıyor.
Seçil Erzan, “9 Nisan Pazar günü akşam saatlerinde, bu sefer Hakan Ateş bankaya geldi. Bulunduğumuz toplantı salonuna girerek, ’Kızım biz zaten insanların parasını vereceğiz ama ortada bir enkaz var, kimden ne aldıysan söyle zaten bu bir zimmet değil, zimmet olsa sen yıllarca içeride çürürdün, bu sebeple de kendin banka dışında ne aldıysan onları söyle, sen bizi koru biz de seni koruruz’ dedi” denildiğini anlatıyor.
TERFİ ETTİRMEDİKLERİ KALMIŞ
Bankanın kendini savunmasını anlıyorum. Burada asıl suçlu elbette ki Seçil Erzan. Ama bankanın bu işten zarar görmemek için müthiş bir çaba içinde olduğu anlaşılıyor. Seçil Erzan dediğin kişi bankanın ismini, şubesini, kaşesini, antetli kâğıdını, ikinci müdürünün imzasını, Genel Müdür Hakan Ateş ve Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aydoğdu’nun ismini kullanarak 45 milyon dolarlık bir vurgun yapıyor. Bu ortaya çıkınca bankanın merkezine çağrılıyor. Ona öyle iyi muamele yapılıyor ki bir tek terfi ettirmedikleri kalmış.