Pençe-Kılıç Harekâtı'nın analizi…

Tv100 Gazetesi Yazarı Abdullah Ağar'ın bugünkü (22.11.2022)'' Pençe-Kılıç Harekâtı'nın analizi…'' başlıklı yazısı.

Türkiye-Irak sınırı 378 km.

Türkiye-Suriye sınırı ise 912 km.

Toplamda 1.280 km’lik, iki ülkeye angaje bir sınır hattının değişik noktalarından 70 civarında savaş aracıyla içeri girip, kimi yerde sınıra sıfır, kimi yerde 195 km derinlikte, vurulması son derece zor 89 terörist hedefi vurup, kazasız belasız dönüp geliyorsunuz.

O zaman bu şekilde icra edilen Pençe-Kılıç hava harekâtını nasıl okumalıyız?

Güç gösterisi:

Bu kabiliyetin nasıl oluştuğunu, altında ne denli büyük bir emek, tecrübe, teknoloji, pratik, akıl ve fedakârlık yattığını sadece yapanlar ve süreçleri takip edenler değil, konulara meraklı kişiler bile görebiliyor. Bu harekât; her türlü pohpohlamadan uzak, gerçek bir askeri yeteneğe karşılık geliyor.

Binlerce parametre, denge ve kurgulama üzerine inşa edilmiş güç/askeri yapılar doğru kurgulanamamış, organize edilememiş, inşa edilememiş, eylem ve harekâtlarını doğru planlanamamışsa, bırakın başarı üretmeyi, harekâtların zorlukları, ağırlıkları ve yetenek boşlukları ayaklarına dolanıverir. Ukrayna Savaşı örnekleriyle dolu. Daha mücadeleye tutuşmadan ağırlıkları, hataları, kurgu bozuklukları, yetenek eksikleri karşılarına dikilir.

Almanya, Fransa gibi son derece gelişmiş ülke ordularının düştüğü ‘Bonsai Ordular’ kavramı da bununla ilgilidir. Kendi başlarına harekât yapamayan, yürüyemeyen, etkinlikleri kaybetmiş, ABD desteği olmadan harekât yapma kabiliyet ve kapasitesini kaybetmiş ordular.

O yüzden 1280 kilometre genişlikte, 200 kilometre derinlikte iki ülkede icra edilen ‘89 nokta atışlı’ Pençe-Kılıç harekâtının anlamı sadece terörle mücadeleyle ilgili değil, yeni nesil harbin yetenekleriyle de ilgilidir.

Ayrıca bu iş Yunanistan gibi ülkelerin 3-5 uçakla katıldığı köpürtülmüş tatbikatlara da benzemez, gerçektir. Hem de planlaması, icrası, başarısı ve başarıdan faydalanması son derece zorlu süreçlerle gelen zorlu bir gerçek.

Gerçek ortamı nasıl yaratır bilmem, ama Yunanistan’ın benzer bir durumu tatbikatlarında denemesini tavsiye ederim.

Tabii isterlerse Yunanlılara bu tür harekâtların nasıl yapıldığını gerçek mücadele ortamlarında da öğretebiliriz!

- Malum, sadece Türkiye’de değil harekatın yapıldığı Irak ve Suriye’de de Terör Örgütü YPG/PKK’nın etkisinde veya etkisi altında kalan sosyolojik/demografik katmanlar var. Sadece insanlar değil, aşiretler, teolojik yapılar, silahlı gruplar, siyasi yapılar başta sivil toplum örgütlenmeleri, güç ve menfaat odakları. Bu harekât Türkiye’nin onlara da bir mesajı: "YPG/PKK’lı bir sürece angaje olmayın! Ben asla izin vermeyeceğim."

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Jeopolitik fırtınaya kavramsal ve teolojik bir bakış: Kimler, kimleri ve inançları nasıl kullanır? 31 Mayıs 2023 | 837 Okunma İran-Taliban çatışması: Mezhep fitnesi nereye gider; kim ve nasıl kullanır? 30 Mayıs 2023 | 1.263 Okunma Mahmur’un yolu nereye çıkar? 24 Mayıs 2023 | 2.389 Okunma Batı günah çıkartmayı sever, yeni günahlar işlemeyi de…! 23 Mayıs 2023 | 560 Okunma PKK Türkiye’deki seçimlerde neyi aradı; 4. Safha’nın mı peşinde? 17 Mayıs 2023 | 1.892 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar