ABD’nin sırtındaki ağır yük..

Trump’ın baskısıyla Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasının sağlanmasının Netanyahu’ya acı verdiğini tahmin etmek zor değil. Seri katiller ara vermek zorunda kalmaktan büyük acı duyarlar. Biden’ı istediği gibi oynatan Netanyahu aynısını Trump’a yapamıyor. Trump ‘ saygı ’ duyulmaya abartılı önem veriyor. Trump’ın, saygısızlık yapması halinde acısını çıkarmak isteyeceğini Netanyahu çok iyi biliyor. Bu yüzden Trump’ı küçük düşürmeye cesaret edemedi. Netanyahu’yu ateşkes anlaşmasına zorlayacak

Trump’ın baskısıyla Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasının sağlanmasının Netanyahu’ya acı verdiğini tahmin etmek zor değil. Seri katiller ara vermek zorunda kalmaktan büyük acı duyarlar. Biden’ı istediği gibi oynatan Netanyahu aynısını Trump’a yapamıyor. Trump ‘saygı’ duyulmaya abartılı önem veriyor. Trump’ın, saygısızlık yapması halinde acısını çıkarmak isteyeceğini Netanyahu çok iyi biliyor. Bu yüzden Trump’ı küçük düşürmeye cesaret edemedi.

Netanyahu’yu ateşkes anlaşmasına zorlayacak tek güç ABD idi. Çünkü İsrail başka hiçbir ülkeye olmadığı kadar ABD’ye göbeğinden bağlı. 7 Ekim’den sonra ABD’nin uçak gemilerinin de dahil edildiği bir filoyu apar topar bölgeye göndermesi İsrail’in zafiyetini gösteriyordu.

Barack Obama döneminde İsrail’e 10 yıl süreyle “38 milyar dolarlık” askeri yardım paketi onaylanmıştı. Her yıl İsrail’e “3.8 milyar dolar” verilecekti. Anlaşma, 2007’de George W. Bush döneminde imzalanan “30 milyar dolarlık” bir önceki “Mutabakat Zaptı”nın yerini alıyordu. Demokrat Obama İsrail’e Cumhuriyetçi Bush’tan daha fazla yardım ediyordu.

ABD’nin İsrail’e koşulsuz desteği bu miktarlarla sınırlı değil, daha da fazlası var. Oysa İsrail ve ABD arasında resmi bir müttefiklik ya da resmi bir savunma anlaşması da yok. İsrail’e destek iki partili bir uğursuz mutabakat sayesinde işliyor. Bu mutabakat İsrail’in bölgede niteliksel askerî üstünlüğünü korumayı amaçlıyor. Bu yüzden ABD İsrail’e sattığı, ancak parası vergi mükellefleri tarafından ödenen silahları İsrail’in etrafındaki ülkelerden esirgiyor. Bu ülkelere satacağı silahların İsrail’in niteliksel askeri üstünlüğünü bozmamasına azamî özen gösteriyor.

“İsrail Lobisi” ve İsrail yanlısı siyasetçiler ABD’nin Suudi Arabistan’a nükleer teknoloji transferine karşı teyakkuza geçerek engelliyorlar. İsrail ABD’den bedava silah aldığı gibi etrafındaki ABD yanlısı ülkelerin kendi paralarıyla nitelikli silahlar almasını engelliyor.

İsrail’in silah ihracatının önemli bir kısmıysa Arap ülkelerine gerçekleşiyor. Ticari çıkarlara tutkusuyla bilinen Trump bu durumu not etmiştir. Trump’ın Filistinliler’i dışarıda bırakan, ancak bölgeye sözde barış getireceğine inandığı “İbrahim Anlaşmaları”na Suudiler’in iştirak etmemesinin sebeplerinden biri nükleer teknoloji transferiyle ilgili. İsrail yanlısı siyasetçiler İsrail’in niteliksel askeri üstünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle bu transferi engellediler.

Amerikalı vergi mükelleflerinin dolarlarıyla İsrail’e yapılan emsalsiz yardım ABD’de yer yer tartışmalara yol açıyor. “İsrail Lobisi”nin öfkesinden çekinen birçok yazar ve siyasetçiyse bu tartışmalara dahil olmak istemiyor. İsrail’in Gazze’de Amerikan silahlarıyla gerçekleştirdiği soykırım ‘İsrail tabusu’nu parçaladı. Aslında İsrail’e askeri yardımla ilgili tartışmalar daha 7 Ekim’den önce bile söz konusu edilmişti. İsrail’in ABD’nin sözde taahhüt ettiği “iki devletli çözüm”ü yasa dışı yerleşim politikalarıyla baltalaması bu tartışmaların odağında yer alıyordu.

“New York Times” gazetesinde 22 Temmuz 2023’te, yazar Nicholas Kristof’un kaleme aldığı yazının başlığıysa, “İsrail ile konuşulamaz olanı tartışmaya başlamanın zamanı geldi (ABD yardımının aşamalı olarak kesilmesi)” idi. Kristof yazısına şu cümlelerle başlıyordu:

“İsrail manşetlerde, çalkantılı tartışmalara neden oluyor. Yine de bir konudan pek bahsedilmiyor, bu yüzden onu nazikçe gündeme getirmeme izin verin: İsrail›e yönelik Amerikan yardımlarını aşamalı olarak kesmeyi düşünmenin zamanı geldi mi? Bu İsrail›i tokatlamakla ilgili değil. Ancak Amerika Birleşik Devletleri›nin başka bir zengin ülkeye yıllık 3.8 milyar dolar gibi muazzam bir meblağ sağlaması gerçekten mantıklı mı?”

İki “Pulitzer Ödüllü” gazeteci-yazar Kristof çok dikkatli davranıyor, gerekçeleriniyse ABD’deki bazı Demokratlar’ın ve Yahudi yazarların yanı sıra bazı İsrailli politikacılara ve diplomatlara dayandırıyordu. Ortak kanaat, İsrail’e askerî yardımların aşamalı şekilde durdurulmasıydı.

İsrail’e koşulsuz destek Kamala Harris’e seçim kaybettirdi. Böylece İsrail artık siyaseten kaybettirmeye başlayan bir mesele oldu. Malî, siyasî, askerî ve ahlakî olarak İsrail ABD’nin sırtında ağır bir yük halini aldı. Ateşkes kalıcı hale gelir ise Gazze’de nasıl bir vahşetin yaşandığı çok daha iyi anlaşılacak ve İsrail’i sırtında taşımak ABD için çok daha zorlaşacak.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD’nin sırtındaki ağır yük.. 21 Ocak 2025 | 119 Okunma Netanyahu, Bilinken’ı kandırmış! 19 Ocak 2025 | 217 Okunma Dikkat! Trump yaklaşıyor! 14 Ocak 2025 | 153 Okunma Jimmy Carter’ın çelişkili Filistin mirası.. 12 Ocak 2025 | 145 Okunma Biden’ın mirası.. 07 Ocak 2025 | 33 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar