Hem “Akif”, hem “Emre”…
İnsan, bazen, hakikaten ne yazacağını bilemiyor. “Akif Emre ağabeyimiz” için ne yazayım? İnsan sevdiği saydığı kişilerin uzun yaşayacağı hissine kapılır nedense. Bu yüzden Akif Abinin vefat...
İnsan, bazen, hakikaten ne yazacağını bilemiyor. “Akif Emre ağabeyimiz” için ne yazayım? İnsan sevdiği saydığı kişilerin uzun yaşayacağı hissine kapılır nedense. Bu yüzden Akif Abinin vefat haberi birçok insanı olduğu gibi, beni de çok sarstı. Önce şaşkınlık, yüreğime saplanan bir acı, onun da ardından kabullenme, duâ, fâtiha. “Hayy”dan gelir, “Hû”ya gideriz. Takdir Hudâ'dan. Dost'a giden dostları uğurlamak düşüyor biz geride kalanlara..
Akif Abi, yokluğu hissedilecek büyük bir kayıp. Çizgisinde sâbit-kadem kaç insan kaldı böyle çevremizde? Etrafımızı kuşatan bütün sahtelikler arasında, tepeden tırnağa sahici bir adamdı. Sahteliklerin oynaştığı sahnenin dışındakilerdendi. Hiçbir zaman bu sahnelerin adamı olmaya tenezzül etmedi.
Hem adıyla, hem soyadıyla müsemma olan Akif Emre, “Mehmet Akif” ve “Yunus Emre”nin bir sentezidir: Yüksek bir ahlak, düzgün duruş, özü neyse sözü o olan, temiz vicdanı hep gölgesi olan, bu gölgelikler içerisinde başı kalbine doğru bir parça eğik yürüyen, bu toprağın insanı. Gölgesine gölgenizi, yüreğine yüreğinizi, aşınızı aşına katabileceğiniz bir yoldaş. Hayatta böyle bir yoldaşa sahip olmaktan daha değerli ne olabilir?
Bazen onu “Süleymaniye Camii'nin avlularından bir gölge gibi süzülüp yürüdüğünü görür, nedense bu yürüyüşünü bozmama, galiba tefekkürünü sekteye uğratmama gibi bir endişeyle olsa gerek, ardından sadece bakakaldığım anlar çok olmuştur. Akif Abi'nin yüzünde tefekkür ifadesi eksik olmazdı. Akif Abi'yi en son yine Süleymaniye'de görmüştüm, yüzüne yansıyan tefekkürün gölgesinin bir sabah yeli gibi yüreğime değdiğini hissederek. Gümüşî renge çalan simasıyla, akşamın bakır rengiyle karışarak, sessizce akıp geçivermişti yancağızımdan.
Günlük bir gazetede çalışmaya başlamam Akif Abi iledir. Bu yüzden gazetecilik hayatımda Akif Abi'nin ayrı bir yeri var. “Yeni Şafak”a, Akif Abi'nin yayın yönetmenliği döneminde başladım. “28 Şubat” sürecinin en sıkıntılı günlerinde birlikte çalıştık. Daha öncesinden de görüşmüşlüğümüz, konuşmuşluğumuz vardı, camianın yayıncılıkla iştigâl eden gençleri olarak zaman zaman bir araya geliyorduk.
20 yıldan fazla zaman geçmiş aradan. Akif Emre, tanıdığım insanlar arasında, hürmet ettiğim insanlar arasında en başta gelenlerden biridir. Çizgisindeki istikrarı, duruşunu bozmaması, İslamî hassasiyetleri, gündelik siyasete ve