Hiçbir darbe bu kadar lanetlenmedi!
Ülkemizdeki askeri darbeler hakkında öteden beri kalem oynatmış bir gazeteci olarak söylemem gerekirse, “Fetullahçı darbe”nin akamete uğratılmasında dikkatimi çeken en önemli unsur, halkımızın...
Ülkemizdeki askeri darbeler hakkında öteden beri kalem oynatmış bir gazeteci olarak söylemem gerekirse, “Fetullahçı darbe”nin akamete uğratılmasında dikkatimi çeken en önemli unsur, halkımızın gösterdiği tepkinin şiddetiydi. Halk hiçbir darbede görülmemiş şekilde mukavemet gösterdi. Halkın mevcut iktidarla arası hoş olmayan en uç kesimlerinde bile darbecilere en küçük bir sempati emaresi zuhur etmedi. Hiç kimse alkış tutmadı, sevgi gösterisinde bulunmadı. Bu mel'ûn girişime selam durmaya cesaret eden biri çıkmadı.
Bütün gözü dönmüşlüğüne ve gaddarlığına rağmen darbenin akamete uğratılmasındaki en önemli psikolojik unsur, milletin bu girişiminin başarılı olması durumunda, daha önce hiç karşılaşmadığı ölçüde bir “bekâ sorunu”yla karşılaşabileceği kaygısıydı. Polisiyle ve ordunun şuurlu unsurlarıyla birlikte kitleler insiyakî olarak hareket ederek bu hain girişimin ülke için bekâ sorununa yol açmasına izin vermedi. Ülkemizi Irak, Suriye, Yemen veya Libya yapmak isteyen şer odaklarına verilmiş açık bir cevaptır bu. Hiç kuşkusuz, bu birlikteliğin sağlanmış olması ülkemizin mukadderâtı açısından çok kıymetlidir. “Millet” olmanın ne anlama geldiğini zor günlerde daha iyi kavramıyor muyuz? Demek ki, hangi siyasi görüşte olursak olalım, bu milletin mayasında kritik dönemlerde kendisini fâş eden bir öz, bir cevher var. Bu özü, bu cevheri daha da kıymetlendirmeliyiz.