Kazakistan’da siyasi değişim..
Nursultan Nazarbayev 1991 yılından bu yana “Kazakistan'ın birinci adamı” olarak ülkesini yönetiyor. Ülke, “Sovyetler Birliği”nin dağılmasının ardından, Aralık 1991'de...
Nursultan Nazarbayev 1991 yılından bu yana “Kazakistan'ın birinci adamı” olarak ülkesini yönetiyor. Ülke, “Sovyetler Birliği”nin dağılmasının ardından, Aralık 1991'de bağımsızlığını kazanmıştı. Nazarbayev de Sovyet sonrası Türk cumhuriyetlerinin “Komünist Parti”den kalma diğer liderleri gibi olağanüstü yetkilerle donatılmıştı. İslam Kerimov ve Saparmurat Türkmenbaşı başta olmak üzere Türk cumhuriyetlerinin liderleri Sovyet döneminin son bulmasının ardından vefatlarına kadar ülkelerini tek başına yönetmiş idiler.
Ancak Nazarbayev'i diğer otokrat liderlerden ayıran en önemli özelliği, ülkesinin siyasi gelişim sürecini halkının yükselen bilinciyle bir arada götürmeye dönük kişiliğiydi. Bu yüzden Nazarbayev'in geçtiğimiz günlerde devlet başkanının yetkilerini “Parlamento” ve “Hükümet” ile paylaştıracak olan Anayasal düzenleme için adım atması şaşırtıcı değildir.
Nazarbayev'in ölümünden sonra devletin bir iç çatışmaya sürüklenmesini önlemek ve ülkede sağlanan istikrarı korumak amacıyla bu kararı aldığı düşünülüyor. Bu görüşte doğruluk payı olmasına rağmen, tek sebep bu değil. Nazarbayev, “Sovyet dönemi” dahil olmak üzere ülkesinin selametini önceleyen tecrübeli bir devlet adamı. Onun hayat hikayesini ve siyasi mazisini bilenler, Nazarbayev'in Kazak halkının kendi kendini yöneten bir siyasi sisteme kavuşmasını başından beri hedef olarak önüne koyduğunu da bilirler. Nazarbayev'in Kazak halkına yürekten bağlılığı ve “Türk dünyası”nın birlikteliğine olan inancıysa bir sır değildir.
Kazakistan yaklaşık 150 yıl Rus işgali altında kaldı. Halen ülkedeki Rus nüfusu yüzde 20'ler civarında. Nazarbayev, Rus etkisini göz ardı etmeyen ve Ruslarla iyi geçinmeye yönelik bir hassas bir politika izledi. Diğer yandan Türk dünyasıyla ilişkilerini hep sıcak tutmaya çalıştı.