“MAGA” şapkalı Neoconlar!
Donald Trump, “Amerika’yı yeniden büyük yap(MAGA)” söylemiyle iktidara geldi. Ancak söylemleriyle eylemleri arasındaki bağlantı son derece ince bir çizgi üzerinde yürüyor. Trump Amerika’yı “ tüm Amerikalılar” için mi büyük yapacak yoksa “ bir grup Amerikalı” için mi büyük yapacak? Bu soru şimdi daha çok soruluyor. Trump’ın dünyayı sarsan şiddetli gümrük vergilerininse sıradan Amerikalıların günlük yaşamlarını bir hayli zorlaştıracağı kesindir. Trump’ın sıradan Amerikalıların pahalılaşan harcamalarını
Donald Trump, “Amerika’yı yeniden büyük yap(MAGA)” söylemiyle iktidara geldi. Ancak söylemleriyle eylemleri arasındaki bağlantı son derece ince bir çizgi üzerinde yürüyor. Trump Amerika’yı “tüm Amerikalılar” için mi büyük yapacak yoksa “bir grup Amerikalı” için mi büyük yapacak? Bu soru şimdi daha çok soruluyor. Trump’ın dünyayı sarsan şiddetli gümrük vergilerininse sıradan Amerikalıların günlük yaşamlarını bir hayli zorlaştıracağı kesindir.
Trump’ın sıradan Amerikalıların pahalılaşan harcamalarını karşılayacak ölçüde gelirlerini artıracak bir plânıysa yok gibi görünüyor. Büyük şirketlerse Trump’ın ilk döneminde getirdiği vergi indirimlerinin daha da büyütülerek devam etmesini bekliyorlar. 2026’daki ara seçimler Trump’ın ticaret savaşları ve ek gümrük vergileri için bir referandum niteliği kazanabilir.
Trump’ın ABD’nin askerî gücünü ulusal güvenlik çıkarlarıyla ilgili olmayan durumlarda kullanmaya devam etmesiyse “Önce Amerika” söylemiyle taban tabana zıt. Trump bir yandan Yemen’deki Husîler’i bombalarken, diğer bir yandan Filistinliler’in katline yeşil ışık yakıyor. Oysa Ne Husîler, ne de Filistinliler ABD için bir tehdit içermiyorlar. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance bir skandala dönüşen “Signal” mesajlaşmalarında Husîler’e saldırıların sadece Avrupa’nın işine yarayacağını dile getirmişti. Mesajlaşmalarda dile getirilmeyen gerçekse, Husîler’e yönelik saldırıların İsrail’in menfaatleri için gerçekleştiriliyor olmasıydı.
Husîler Gazze’de soykırım yapan İsrail’e yük taşıyan gemileri hedef aldıklarını ilân etmiştiler ve ateşkes yapıldığında da ellerini tetikten çekmiştiler. ABD ise İsrail’in ateşkesi bozmasına göz yumdu. Trump da Biden gibi İsrail ne yaparsa yapsın, tam teçhizatlı olarak arkasında duruyor. Trump Yönetimi de sıradan Amerikalıların vergi dolarlarıyla İsrail’in işini yapıyor.
ABD her yıl İsrail’e 4 milyar dolara yakın bir miktarı askerî yardım olarak veriyor. ABD bölgede 50 civarındaki üslerde 40 ile 50 bin arasında değişen sayıda asker bulunduruyor. Halihazırda 37 trilyon dolar ulusal borcu olan ABD’nin bütçesiyse 2 trilyon dolar açık veriyor. ABD’nin istihbarat, güvenlik ve askerî harcamalarıysa 1 trilyon dolara yaklaşıyor, belki daha da fazla.
Amerikan seçmenlerine ABD’nin sonsuz savaşlarını sonlandıracağı vaadinde bulunan Trump da Netanyahu’nun peşinden sürüklenerek bölgede yeni savaşların kapısını aralıyor. Nitekim Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul ile Demokrat Senatör Jeff Merkley bu ay başında Trump’a gönderdikleri ortak mektupta Yemen’e yönelik hava saldırılarının bölgede yeni bir savaşa yol açabileceği uyarısı yapıyorlardı. Gazze’de ateşkes yürürlükteyken Husîler’in herhangi bir askerî eylemde bulunmadıklarına dikkat çeken adı geçen Senatörler şöyle diyorlardı:
“ABD'nin askeri eylemleri, ülkemizin uzun vadeli ulusal güvenlik hedeflerini ilerleten ve silahlı çatışma hukukuna uygun net bir stratejiye sahip olmalıdır. Kongre Husîler’e yönelik son saldırılar ve bu kampanyanın Amerikan vergi mükellefleri tarafından karşılanması beklenen toplam maliyeti hakkında bilgilendirilmelidir." .
Savaş ilân etme yetkisinin “ABD Kongresi”ne ait olduğunu vurgulayan Senatörler Husîler’e saldırılarda Kongre’den onay alınmamasını eleştiriyorlardı. Senatörler ABD'nin yeni bir maliyetli ve gereksiz savaşa girmekten kaçınılması gerektiğini de bilhassa vurguluyorlardı.
Rand Paul “Cumhuriyetçi Parti” içinde ABD’nin yurt dışındaki askerî müdahalelerine karşı tutarlı muhalefetiyle tanınıyor. Paul Aralık 2024’te verdiği bir mülakatta Trump’ın Beyaz Saray’daki ilk gününde ABD’nin tüm güçlerini Suriye’den çekmesini istemişti. Paul Suriye’deki Amerikan askerî varlığının ABD’yi savaşa sokmak için bir tuzak olduğunu da söylemişti.
“Kostüm değiştirmiş Neoconlar” Trump’ı Ortadoğu’da bir savaşın içine çekerek “sonsuz savaşlar” silsilesini devam ettirmek için tuzaklar kuruyorlar. Trump gümrük vergilerini Amerika’nın batakta olduğu gerekçesiyle yükselttiğini savunuyor. Batak sadece ticaret politikaları sebebiyle oluşmadı. Sonu gelmez savaşlar, İsrail’in azgınlıklarını devam ettirmesi için harcanan paralar, dünyanın dört tarafında konuşlandırılmış 750 civarında askeri üsler “Amerikan batağı”nın oluşumunda önemli rol oynuyor. Trump hakikaten ülkesini bataktan kurtarmak istiyorsa ABD’yi önce “İsrail bataklığı”ndan çıkarması gerekiyor. Aksi takdirde “Önce Amerika” ve “MAGA” içi boş bir söylemden ya da bir kandırmacadan ibaret kalacaktır.