Musaddık, Mursi ve Maduro
İçerde köşeye sıkışan Trump, Venezuela’da rejim değişikliği için harekete geçti. Aslında Venezuela 2017’den bu yana Trump’ın yakın merceğindeydi. Rejim değişikliği için...
İçerde köşeye sıkışan Trump, Venezuela’da rejim değişikliği için harekete geçti. Aslında Venezuela 2017’den bu yana Trump’ın yakın merceğindeydi. Rejim değişikliği için askeri seçeneklerin masada olduğunu bile söylemişti. Trump yaptırımlarla ülke ekonomisini çökerterek Maduro’nun pes etmesini bekliyordu.
Brezilya’da “Tropikal Trump” olarak anılan radikal Sağcı Jair Bolsonaro’nun Cumhurbaşkanı seçilmesi Latin Amerika’da ABD yanlısı rejimleri güçlendirdi. Trump’ın yeni Latin Amerika politikasının en önemli müttefiki olan Bolsonaro da Venezuela ve Küba’ya karşı sert tutumuyla biliniyor. Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Neocon müttefikleri İran gibi Venezuela’da da rejm değişikliği istiyorlar. 2018 sonlarında yaptığı bir konuşmada Bolton’ın Küba, Venezuela ve Nikaragua’yı ‘kötülük üçgeni’ olarak nitelemesi, ABD’nin Latin Amerika’da eski “Soğuk Savaş” politikalarına dönüşü olarak yorumlanmıştı.
Hugo Chavez Venezuela petrollerini millileştirerek ABD’nin hışmını üzerine çekmişti. Maduro da Chavez’in yolundan giderek Neoconları kızdırdı. John Bolton’un Ulusal Güvenlik Danışmanlığına, Mike Pompeo’nun ise Dış İşleri Bakanlığına getirilmeleri Washington’daki “rejim değişikliği endüstrisi”nin elini güçlendirdi. Son günlerde adı çokça duyulan Senatör Marco Rubio Kongre’deki Venezuela şahinlerinin başını çekiyor. Trump ise “Amerikan askeri-endüstriyel kompleksi”nin uzantısı olan “rejim değişikliği endüstrisi”ne ayak uyduruyor.
Venezuela’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Maduro’nın muhalifi, “Ulusal Meclis” başkanı Juan Guaidó kendini ‘meşru Cumhurbaşkanı’ olarak ilan etti. Hemen ardından Trump, Guaido’yu tanıdığını açıkladı. Trump’ı Brezilya, Kolombiya, Kanada, Arjantin, Şili ve diğerleri takip etti. Maduro ise “Gringo İmparatorluğu” olarak nitelediği ABD’yi Venezuela’da yeni bir darbe tezgahlamakla suçluyor.
Darbe tezgahçıları Venezuela ordusunun seçilmiş Cumhurbaşkanı Maduro’ya bağlılığını test ediyor. Orduysa Maduro’ya desteğini ilan etti. Şimdi ordunun üst kademeleriyle daha alt kademeleri arasında bir çatlak arayıp bulup bu çatlağı genişletmeye çalışıyorlar. Bunu yapamazlar ise Maduro yanlılarıyla Guaido yanlıları arasında iç savaş çıkartacaklar. Maduro ABD diplomatlarının ülkeyi terketmeleri için 72 saatlik bir mühlet verdi. Guaido ise ABD diplomatlarının kalmalarını istedi. Trump yönetimiyse ikinci derecedeki personeline ülkeden ayrılmaları talimatı verdi. Üst düzey diplomatların ülkeyi terketmemeleri halinde Maduro’nun nasıl karşılık vereceği merak ediliyor. ABD’nin askeri müdahalesi şimdilik olası görünmüyorsa bile bu seçenek dışlanmıyor da.
İran Başbakanı Muhammed Musaddık 1953’te ABD ve İngiltere ortak yapımı bir operasyonla devrilmişti. 1951’de iktidara gelen Musaddık İran petrollerini millileştirdiği için ABD ve İngiltere tarafından hedef alınmıştı. ABD ve İngiliz gizli servisleri Musaddık karşıtı gösterileri teşvik etmiş ve ordunun yönetime el koymasını sağlamıştı. Şimdi Venezuela’da da benzer bir tezgah sözkonusu.