Ortadoğu’da savaş hileleri!
“Arap baharı” Suriye'de patlak verdiğinde ABD'nin ilk başta “Esed rejimi”ni devirmeye pek hevesli olduğu zannediliyordu. ABD de bu izlenimi besledi. Washington'un verdiği bu 'sahte izlenim' veya 'perdeleme' Suriye'de rejim karşıtı...
“Arap baharı” Suriye'de patlak verdiğinde ABD'nin ilk başta “Esed rejimi”ni devirmeye pek hevesli olduğu zannediliyordu. ABD de bu izlenimi besledi. Washington'un verdiği bu 'sahte izlenim' veya 'perdeleme' Suriye'de rejim karşıtı çevrelerde büyük bir beklenti oluşturdu ve olaylar hepimizin bildiği gibi peşpeşe dizilerek bugünkü tablo ortaya çıktı.
Bu süreçte 'Oyun alanı'na yeni aktörler sokuldu, Irak'ta yaşanan etnik ve mezhebî gerilim Suriye'deki havayı da zehirledi. Bu hava, oyun planının ilerletilmesinde elverişli bir zemin sağladı. Oyun alanına sokulan ikincil aktörlere de kendilerine biçilen rolleri oynamaktan başka seçenek kalmadı. Suriye'yi oluşturan bileşenlerse birbirinden iyice ayrıştılar. Şimdi kimse Suriye'de eski durumun avdet etmesini beklemiyor. Şam ve diğer bütün ikincil aktörler parçalanmış Suriye'de çekilecekleri son noktaları tahkim etme peşindeler. İran, Rusya, ABD dahil herkesin bir 'koridor' hesabı var. Suriye sahnesi adeta “koridorlar savaşı”na dönüştü.
Bir süredir Washington'ın Suriye politikası olmadığı yönünde görüşler ileri sürülüyor. Acaba öyle mi? Bu görüşü savunanlar Suriye'ye ilişkin oyun planını bildikleri için mi böyle rahat konuşuyorlar? Biliyor iseler sıradaki hamleyi de tahmin ediyor olmalılar. Krizdeki 'Dünya sistemi'nde yeni dengelerin kurulmaya çalışıldığı süreçte, ABD'nin bir Suriye politikasının olmadığı görüşünü savunmak saflık olmaz mı? Belki de bize 'politikasızlık' olarak görünen, 'politika'nın kendisidir. 'Oyun plânı'nı bilmeden hamle yapmaksa çoğu zaman riskli olabilir.