‘Şark meselesi’nde yeni fasıl!
Almanya'nın dahil olmasıyla birlikte, “1915 Felâketi”ni 'soykırım' olarak kabul eden ülkelerin sayısı 29'a çıktı. Türkiye ve AB arasında “mülteciler” konusunda kritik bir süreç...
Almanya'nın dahil olmasıyla birlikte, “1915 Felâketi”ni 'soykırım' olarak kabul eden ülkelerin sayısı 29'a çıktı. Türkiye ve AB arasında “mülteciler” konusunda kritik bir süreç yaşanırken Alman parlamentosunda alınan bu kararın arkasında yatan gerçek neden anlaşılmış değil. Bu karar, diğer ülkelerin aldığı kararlar gibi elbette 'hukuki' bir sonuç doğurmayacak ama hiç kuşkusuz boşuna atılmış bir adım da değildir. Alman parlamentosunun aldığı bu anî kararın bir anlamı ve amacı olsa gerek. Almanya bu kararı 'insani' nedenlerle almış olsaydı, önce, 1904-1907 yılları arasında Güney-Batı Afrika'da(Namibya) “Alman İmparatorluğu” tarafından hiç kimsenin aksini iddia edemeyeceği bir açıklıkta gerçekleştirilen “Herero'lar” ve “Nama'lar”a yönelik soykırım konusunda da parlamentoda bir karar çıkarması gerekirdi.
Katliâmcı general von Trotha, Alman Genelkurmay Başkanı von Schlieffen'e gönderdiği mektupta, “Hererolar'ın bir millet olarak yok edilmesi gerektiğine inanıyorum” demişti. Namalar'ın yüzde 50'ye yakını, Hererolar'ın ise yüzde 80'i can vermişti. Hererolar'dan sağ kurtulanların sadece 2 bini erkekti. Namibya'daki soykırım konusunda Almanya'da resmi olmayan özürler ifade edildi. Ancak Alman Hükümeti “resmi” bir özürden hep kaçındı.
Namibyalıların Almanya'dan toprak talepleri yok. Ermenistan ise bizim sınır komşumuz ve “Karabağ” işgal altında. Ermenistan'ın tek başına Türkiye'den taviz elde etmesi de mümkün değil. Fakat etrafımızdaki bölgede sınırların delik deşik olduğu, yeni devletçiklerin teşekkül ettirilmeye çalışıldığı kanlı bir süreç yaşanıyor. Böyle netameli bir süreçte Almanya'nın bu kararı alması, başka ülkelerin de ileride benzer kararlar almaları hassas durumlara yol açabilir.