Trump’ın Gazze’yi görme biçimi
Joe Biden ile Donald Trump ’ın İsrail ve Filistin politikası arasında pek bir fark yok. Biden “ Siyonist olmak için Yahudi olmanıza gerek yok. Ben Siyonistim” diyen bir siyasetçiydi. Biden Trump’ın ilk Başkanlık döneminde İsrail’le ilgili olarak aldığı hiçbir kararı tersine çevirmedi. Biden Yönetimi güya “iki devletli çözüm ”e bağlı olduğunu söylüyordu, ancak bu yolu açmak için en ufak bir çaba göstermedi. Dahası, Biden İsrail’in “ Filistin soykırımı ”na her şekilde ortak oldu. Trump’ın zihin dünyasındaysa
Joe Biden ile Donald Trump’ın İsrail ve Filistin politikası arasında pek bir fark yok. Biden “Siyonist olmak için Yahudi olmanıza gerek yok. Ben Siyonistim” diyen bir siyasetçiydi. Biden Trump’ın ilk Başkanlık döneminde İsrail’le ilgili olarak aldığı hiçbir kararı tersine çevirmedi. Biden Yönetimi güya “iki devletli çözüm”e bağlı olduğunu söylüyordu, ancak bu yolu açmak için en ufak bir çaba göstermedi. Dahası, Biden İsrail’in “Filistin soykırımı”na her şekilde ortak oldu. Trump’ın zihin dünyasındaysa zaten “iki devletli çözüm” diye bir şey yok.
Trump ilk döneminde İsrail’in “Batı Şeria”daki yasa dışı yerleşimleri genişletmesine yeşil ışık yaktı. Genişletmelere sözde karşı çıkan Biden ise sadece birkaç yerleşimciye yaptırım kararı almakla yetindi. Biden’ın göstermelik yaptırımları İsrail’in davranışları üzerinde hiçbir etkisi olmadı. Biden, yasa dışı yerleşimcileri teşvik eden, onları koruyan, kollayan İsrailli Bakanlar Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir’e dokunmayarak Netanyahu’nun iktidarının devam etmesine imkân sağladı. Üstelik bu iki Bakan da yasa dışı yerleşimciler arasındaydılar.
Trump’ın ilk icraatlarından birisi Biden’ın göstermelik yaptırım kararını iptal etmek oldu. Trump, İsrail’in Batı Şeria’da yasa dışı yerleşimleri genişletmesine yine ses etmeyecektir. Biden Yönetimi BM’nin Filistinli mülteciler için kurduğu yardım ajansına(UNRWA) ABD’nin yaptığı malî yardımı Mart 2025 yılına kadar askıya almıştı. Trump bu karara dokunmadı.
ABD’nin BM Temsilcisi Elise Stefanik Senato’daki onay oturumunda İsrail’in Batı Şeria’yı kontrol etme konusunda “İncil’den gelen” bir hakkı olduğuna inandığını söyledi. ABD’nin yeni İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee bir “Hıristiyan Siyonist”tir. Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Dış İşleri Bakanı Marco Rubio ise sıkı İsrail yanlısı siyasetçiler olarak biliniyorlar.
Biden İsrail’e 2 bin kiloluk bombaların sevkiyatını bir ara askıya almıştı. Bu askıya alma işlemi İsrail’in soykırım yapmasını zorlaştıracak nitelikte değildi. Trump bu sevkiyatı eski haline döndürdü. Yaptığı bir açıklamada Trump, “Bugün onları serbest bıraktık ve onları alacaklar. Parasını ödediler ve uzun zamandır bekliyorlardı” dedi. Oysa bu bombaların parası ABD’nin İsrail’e her yıl yaptığı 3.8 milyarlık dolarlık askeri yardımdan karşılanıyor. Trump halkına bu bombaların parasının Amerikalı vergi mükellefleri tarafından ödendiğini söylemiyordu.
Trump’ın bir diğer açıklamasıysa Gazze’nin Filistinlilerden arındırılmasıyla ilgiliydi. Trump Gazze halkının Ürdün ve Mısır’a yerleştirilmesi için girişimlerde bulunduğunu söylüyor. Trump’a ilk alkış Bezalel Smotrich’den geldi. Trump’ın Gazze planını “harika bir fikir” olarak niteleyen Smotrich “sadece ezber bozan düşünceler barış ve güvenlik getirir” diyordu.
Smotrich Gazze’nin kuma çevrilmesini, halkının çoluk çocuk demeden katledilmesini, geri kalanınınsa sürgün edilmesini ‘barış ve güvenlik getirmek’ olarak sunuyor. Bu iğrenç yaklaşımın ABD’nin yerlilere yaptığı mezalim ve yerleşim politikalarıyla uyumlu olması tesadüf değil. Bu yaklaşım, ABD’nin Filistinliler’e nasıl baktığını anlamanın anahtarıdır.
Trump’ın emlakçi damadı Jared Kushner 15 Şubat 2025’de “Harvard Üniversitesi”nin bir “YouTube” programında gerçekleştirilen röportajda Gazze’nin kıyı mülklerinin lüks bir turizm bölgesi için çok uygun olduğunu söylemişti. Kushner’e göre İsrail Gazze’li sivilleri Negev çölünde veya Mısır’da iskan edilmelerini sağlamalı, sonra içeri girerek kalan işi bitirmeliydi. Kushner” iki devleti çözümü”yse ‘terörü ödüllendiren çok kötü bir fikir’ olarak niteliyordu.
Trump da Gazze’ye baktığında geliştirilmesi gereken büyük bir emlak değeri görüyor. Trump gazetecilerle konuşurken “ Gazze deniz kıyısında, en iyi iklime sahip, olağanüstü bir konumda. Her şey harika. Fotoğraflara baktım; burası dev bir hayalet kasaba gibi görünüyordu. Ama onunla inanılmaz şeyler yapabilirsiniz. Fantastik şeyler” diyordu.
Oysa normal bir insan Gazze’ye baktığında yuvalarında katledilen yüzde yetmişi kadın ve çocuk 50 binden fazla insanı gözlerinin önüne getirir. Normal bir insan Gazze’ye baktığında 21. Yüzyılın tam teşekküllü ilk soykırımına sahne olan bir yurt parçası görür. Normal bir insan evleri barkları moloza çevrilen bir halkı gözlerinin önüne getirir. Normal bir insan, Gazze’nin, geride kalan sakinlerinin dışarı atılıp bir eğlence ve turizm bölgesi olduğunu gözlerinin önüne getiremez. Trump’ın “Gazze’yi görme biçimi” dünyaya gerçekte “kim” olduğunu gösterir.