Ukrayna ve tuzaklı stratejiler..
Bazı stratejiler vardır ki zehirleyicidirler. Zehirleyici stratejilerin amacı hasım bir ülkenin stratejistleri tarafından üretilen stratejilerin “ hedef ülke ” tarafından benimsenmesidir. “Strateji içinde strateji” veya “strateji içinde gizli strateji” . Bu tür stratejiler hasım ülkeyi ‘jeopolitik gerçeklik’ yanılsamasına sürükleyerek bir noktada kitlerler. Bu bir “tuzak strateji” dir ve amacı hedef ülkenin yemi yutmasıdır. Yemi yutan ülke yanlış bir hedefe sabitlenir. Bu tuzaklar “karşı askerî
Bazı stratejiler vardır ki zehirleyicidirler. Zehirleyici stratejilerin amacı hasım bir ülkenin stratejistleri tarafından üretilen stratejilerin “hedef ülke” tarafından benimsenmesidir. “Strateji içinde strateji” veya “strateji içinde gizli strateji”. Bu tür stratejiler hasım ülkeyi ‘jeopolitik gerçeklik’ yanılsamasına sürükleyerek bir noktada kitlerler. Bu bir “tuzak strateji”dir ve amacı hedef ülkenin yemi yutmasıdır. Yemi yutan ülke yanlış bir hedefe sabitlenir. Bu tuzaklar “karşı askerî strateji” üreten hedef ülke için bir hayli maliyetlidir.
Düşman stratejistler hasım ülkeyi ilgilendiren bir yan alanın sürekli olarak önemine vurgu yaparlarsa, bu vurgular hasım ülke için odaklanılması gereken bir dikkat durumu oluşturur. Böyle düşündüğünüzde yemi yutmuş olursunuz. Sonraki adımlar, yemi çok daha cazip hale getirmek ve böylece savaşa giden yolun taşlarını adım adım döşemektir. Yolun sonunda beklenen, vuku bulur. “Ukrayna” acaba Ruslar için kurulmuş bir “tuzak strateji” olarak görülebilir mi? Bu sorudan Ukrayna’nın Ruslar için önemsiz olduğu yargısı çıkarılmamalı. Soru, sadece Ukrayna arazisinin iddia edildiği kadar hayatî olmayabileceğine işaret ediyor.
na’nın Rusya için hayatî değerde olduğunu sözde ifşa eden Amerikalı stratejist Zbigniev Brzezinski’dir. Jimmy Carter’ın ABD Başkanlığı döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Brzezinski, 1928’de Polonya’da doğdu. Babası Polonyalı bir diplomat olan Brzezinski’nin aile kökleriyse Batı Ukrayna’daki “Brzeany” kasabasındadır. Brzezinski ve ailesi 1939’da kısmen Batı Ukrayna’nın da içerisinde yer aldığı Polonya’nın “Nazi Almanyası” ve “Sovyet Rusya” arasında paylaşılmasına tanık olmuştu. Brzezinski Ruslar’a hınç duygularıyla büyümüştü.
Nitekim Brzezinski Ulusal Güvenlik Danışmanıyken Ruslar’ın Afganistan’a askerî müdahalede bulunmalarını gerektirecek nitelikte bir takım girişimlerde de parmağı vardı. Ayrıntılarına girmeyeceğim, Brzezinski’nin gizli plânı başarıya ulaşmış ve Ruslar Kabil’e girmiştiler. “Afgan tuzağı” olarak anılan bu girişimler Ruslar’ı Afganistan’da batağa saplamıştı. 10 yıl kadar süren işgalin askerî ve ekonomik maliyetleriyse “Sovyetler Birliği”nin iflasında önemli rol oynamıştı.
Brzezinski 1997’de yayınlanan “Büyük Santranç Tahtası” isimli meşhur kitabında Sovyet sonrası Rusya için en önemli jeopolitik hedefin Ukrayna olduğunu öne sürmüştü. R usya Ukrayna olmadan Avrupa’da varlık gösteremezdi. ABD için temel stratejik sorunsa, dünyanın merkezi kara parçası olan Avrasya üzerinde Amerikan üstünlüğünün nasıl sağlanacağıydı. Ukrayna Avrasya karasının en stratejik alanlarından biridir. Avrasya’yı kontrol eden güç dünya politikasında üstün bir konuma sahip olacaktır. Ruslar’ın da Brzezinski’nin görüşlerini Brzezinski sanki Amerikalı değil de bir Rus stratejistiymiş gibi benimsemeleri dikkat çekicidir.
Brzezinski “NATO”nun Rusya’nın batı sınırlarına dayanacak ölçüde genişletilmesiyle Ruslar’ın Avrasya üzerinde kontrol gücünü kaybedeceklerini savunuyordu. Özetle söylemek gerekirse Ukrayna, “Amerikan Büyük Stratejisi”nde elde tutulması zorunlu bir “taş” olarak görüldü. Avrupa’nın güvenliğini Amerikan korumasına terkeden Avrupalılarsa hevesle ABD’nin bu stratejisinin kuyruğuna takıldılar. Amerika’nın onlar adına düşünmesini ve yapmasına alışan strateji tembeli siyasî Avrupalılar, Amerikan stratejilerini irdelemek gereği bile duymadılar.
Ne var ki Brzezinski “Büyük Santranç Tahtası” kitabını yazdıktan 15 yıl kadar sonra Rusya ile ilgili görüşlerini ‘Yükselen Çin tehdidi teorisi’ sebebiyle değiştirecekti. Artık Rusya değil, Çin ABD için çok daha önemliydi ve Rusya Batı kurumlarına entegre edilmeliydi. Ancak iş işten geçmiş, NATO Ukrayna hariç Rus sınırlarına çoktan dayanmıştı. Diğer yandan Brzezinski’nin merceği Rusya’dan Çin’e kaydırması stratejilerin uzun ömürlü olmayabileceklerini gösterir.
Savaşlar ülkeleri mahvederken birilerini de zengin eder. Ukrayna savaşından Amerikan silah şirketlerinin kasalarına giden paraları düşünün! “Ukrayna”, Amerikan stratejistleri için bir laboratuvar işlevi de görüyor. Bu bağlamda “Ukrayna-Rusya Savaşı”nın Rusya’nın askeri kabiliyetinin, potansiyelinin ve dayanıklılık gücünün test edildiği bir “savaş oyunu” olarak dikkatle incelendiğini zannediyorum. Hayli pahalı bir oyun, ama asker kaybetmeden çok değerli gözlemler yapmalarını sağlıyor. Bu tür savaş oyunları düşmanın zayıf ve kuvvetli yönlerini ortaya çıkarırlar. Acaba, test tamamlandığı için mi ABD Rusya ile yeni bir yol izliyor?