Adam Gibi Adamların Namazı
Nûr suresinin 37. âyeti, “ricâl”den (adam gibi adamlardan) övgü ile söz ederek başlar. Arapça “ricâl”; ‘racul (erkek)’ kelimesinin çoğulu olup ‘erkekler’ demekse de, burada hiçbir...
Nûr suresinin 37. âyeti, “ricâl”den (adam gibi adamlardan) övgü ile söz ederek başlar. Arapça “ricâl”; ‘racul (erkek)’ kelimesinin çoğulu olup ‘erkekler’ demekse de, burada hiçbir ortamda salih amellerini terk etmeyen duyarlık erkek ve kadın tüm müminleri kapsar.
Bu adam gibi adamların alamet-i farikaları, “ticaret ve alışveriş(bey‘)” başta olmak üzere genelde insanları peşinden sürükleyen bütün dünyevi meşguliyet, oyun ve eğlencelerin onları Zikrullah’tan, namazı ikâme etmekten ve zekâtı vermekten alıkoymamasıdır. Zira o mümin insanlar, kalplerin ve gözlerin fırıl fırıl döneceği bir günde Rablerine verecekleri zorlu hesaptan korkarlar.
Nûr 37: “O müminler, ne ticaretin ne de alış-verişin kendilerini Zikrullah’tan (Allah’ın Zikri/Kitabı Kur’ân’dan, Allah’ı anmaktan), namazı gereği gibi kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymadığı yiğit insanlar/adamlardır. Onlar kalplerin ve gözlerin fırıl fırıl döneceği bir günden korkarlar.»
Lafzen, “ne ticaret, ne de alış veriş (bey‘)” tabiri; dünyevî nitelikte kazanç getiren şeyleri işaret için kullanılan deyimsel bir ifadedir. Yani onları Zikrullah’tan (Allah’ın zikri ve Kitab’ından), namazı ikâme etmekten (dosdoğru ve gereği gibi namaz kılmaktan) ve zekâtı (tam ve zamanında) vermekten hiçbir şey (hiçbir iş, meşguliyet, hiçbir makam, mevki, konum…) alıkoyamaz, engelleyemez, erteleyemez.
Kendilerini (iş ve alışveriş gibi) hiçbir meşguliyetin -bu âyette başlıcaları sayılan- hiçbir salih amelden alıkoyamadığı adamlar kimlerdir? Âyetin nüzul sebebi bu konuda güzel örneklikler sunar.