Basiret ve Hikmetle Davet
Ashabı kiramdan şakacılığıyla meşhur Nuaymân (veya İbnü’n-Nuaymân yahut Abdullah el-Himâr) içki içme suçuyla dördüncü kez Resulullah’ın huzuruna getirilince sahabelerden biri...
Ashabı kiramdan şakacılığıyla meşhur Nuaymân (veya İbnü’n-Nuaymân yahut Abdullah el-Himâr) içki içme suçuyla dördüncü kez Resulullah’ın huzuruna getirilince sahabelerden biri, “Allah ona lânet etsin” diye beddua eder. Bu ifadeden hoşlanmayan Resûlüllah (s.a.), onun Allah’ı ve Resulünü sevdiğini söyler (Buhârî, Vekâlet 13; Ḥudûd 3,4,5). Resûlüllah bu veya benzer bir olay üzerine ashabını, “…Kardeşinize karşı şeytana yardım etmeyin!” (Buhari, 6781; Ebu Davud, 4477; Ahmed, 7985) diye de ikaz eder.
Bu ilginç olaya neden yer verdim? İslâm’a hizmet aşkıyla konuşan bazı İslâm davetçilerinin samimi ve heyecanlı hitapları esnasında sarfettikleri tebliğ usulünü ya da üslubunu zorlayabilen bazı ifadelerinin malum çevreler tarafından alabildiğine istismar edilmesi ve bağlamından koparılarak veya niyet okuması yapılarak İslam’ı yıpratmaya bahane kılınması hepimizi derinden üzmektedir. Bu vesileyle Kur’ân ve Sünnet’e dayalı bir İslâm davetinin bazı önemli ve öncelikli ilkelerini hatırla(t)mak yararlı olacaktır.
Öncelikle şu...