Bin Yılın Direnişi
Üçüncü yılını dolduran 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi İhanetini, sadece “FETÖ terör örgütünün marifeti” olarak görürsek yanılırız. Hatta FETÖ’nün arkasındaki...
Üçüncü yılını dolduran 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi İhanetini, sadece “FETÖ terör örgütünün marifeti” olarak görürsek yanılırız. Hatta FETÖ’nün arkasındaki ABD-AB-Siyonist üçlüsü başta olmak üzere, dünyanın egemen güçlerinin ortak darbe girişimi olarak değerlendirmek bile eksik kalır. 15 Temmuz Darbe Girişimini, 1071 Malazgirt Zaferi ile başlayıp Anadolu topraklarında Selçuklu-Bizans, ardından Ön Asya’da Haçlı-Selçuklu ve Osmanlı-Bizans, daha sonra Balkanlar’da ve Doğu Avrupa’da Osmanlı-Avrupa savaşları olarak devam eden ve Batılı Haçlıların yaklaşık beş yüzyıl süren Osmanlı dünya hâkimiyetini 1683 Viyana Bozgunu ile sarsıp daha sonra tamamen ortadan kaldırma ve hatta günümüzde de Osmanlı bakiyesi İslâm coğrafyasında “direnişçi İslâm’ın izlerini silme” mücadeleleri şeklinde sürüp giden yaklaşık 950 yıllık süreci dikkate almadan değerlendirmek yine eksik olur.
Evet, 15 Temmuz 2016 gecesi Hain Darbe Girişimi’ne karşı sergilenen şanlı direniş, 2071’de “bin yılını” dolduracak olan kadîm Haç-Hilâl Savaşı’nın çok önemli, anlamlı ve belirleyici bir kırılma ânıdır.
Daha açık bir ifade ile 1683’ten beri Osmanlı coğrafyasında ilerleyen, Osmanlı Devleti’nin ortadan kaldırılmasından sonra da, onun enkazı üzerinde kurulan “işbirlikçi” yönetimlere kendi çıkarlarına uygun her tür uygulamayı dayatan Haçlı Avrupa’sına karşı Osmanlı torunlarının canları ve kanları pahasına “dur” dedikleri şanlı direnişin adı ve yaklaşık bin yıllıkrövanşıdır 15 Temmuz Destanı.
Osmanlı torunları olarak yaklaşık üç yüzyıldır yaşadığımız sıkıntılı-sancılı suskunluk ve hatta aşınma döneminin ardından yepyeni bir “yeniden kendine dönüş” evresine girdiğimiz kesindir. İşte biz, içinde bulunduğumuz bu yeni dönemi, “direnerek dirilme aşaması” olarak adlandırıyoruz.
Mevdûdî’nin çok yerinde tespiti ile uğrunda savaştığımız İslâmî değerleri yeniden hayata hâkim kılmak amacıyla küresel emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı direnmeye devam ettiğimiz bu süreç, bir anlamda “yeni bir bağımsızlık mücadelesi” yani “yeni bir özgürlük savaşı” aşamasıdır.