Diyanet ve Mehmet Görmez niçin hedefte?

Mübarek Ramazan ayının bir gün öncesine kadar, olabildiğince yoğun bir tempo ile o şehirden bu şehre, ‘şu okul senin, bu okul-salon benim’ Namazla Diriliş programlarımızı icra etmek için koşturup...

Mübarek Ramazan ayının bir gün öncesine kadar, olabildiğince yoğun bir tempo ile o şehirden bu şehre, ‘şu okul senin, bu okul-salon benim’ Namazla Diriliş programlarımızı icra etmek için koşturup duruyorduk ki, Kutlu Doğum Haftası üzerinden Diyanet’e ve Sayın Mehmet Görmez’e yönelik kirli bir kampanya başlatıldı. 1989’dan beri her yıl Nisan ayının ikinci haftasında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öncülüğünde neredeyse tüm resmi ve sivil kuruluşlarımızın katılımlarıyla kutlanan ve Efendimizi (s.a.) bütün yönleriyle anlatmayı hedefleyen Kutlu Doğum Haftası, bu yıl bu sinsi tezgâhla gölgelendi.

28 yıldır toplumun her kesimince coşku ile idrak edilen Kutlu Doğum Haftası’nın sözde ‘FETÖ icadı’ olduğu şeklindeki akla ziyan bir iftira ve Sayın Görmez’in FETÖ’ye yazdığı söylenen mektup üzerinden başlayan kampanya, Diyanet Teşkilâtına yönelik kapsamlı bir itibarsızlaştırma operasyonuna dönüştü.

Her sene 14-20 Nisan tarihleri arasında kutlanmakta olan Kutlu Doğum’un, yine her yıl Hicri 12 Rebiülevvel’de kutlanmakta olan Veladet Gecesi/Kandili tarihi ile birleştirilmesi talepleri üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu Genişletilmiş İstişare Heyeti’ni toplantıya çağırarak Kutlu Doğum Haftası’nın her sene olduğu gibi Nisan ayında “Sîret Haftası” adı altında kutlanmaya devam edilmesini kararlaştırmış bulunuyor ki, bizce de bu çok isabetli bir karardır

Peki, Diyanet Teşkilatı’nı ve özellikle de başkanlığı döneminde kurumun itibarını ciddi manada artıran Mehmet Görmez’i yıpratmaya yönelik bu sinsi kampanyayı hangi şeytani güçler tezgâhlamıştı? 

Aylardır ortalıkta dolaşan bir meşkûk mektup üzerinden Görmez Hoca niçin hedef tahtasında idi?

Meşkûk mektup için çok şey yazıldı, söylendi... Yazmış olsa ne yazar! Mesele o değil!...

Erem Şentürk kardeşimin dediği gibi, “İhale mi alamadılar, kontrol edeceklerdi de diş mi geçiremediler?” (Diriliş Postası, 24.05.2017) Galiba ikincisi… Ama Görmez’i “kafaya taktıkları” kesin…

Öyleyse meseleye çok daha geniş perspektiften bakmalı ve bu sinsi kampanyayı yürütme görevi kendilerine ihale edilen tetikçi çevrenin arkasındaki şer odakların şeytani niyetleri doğru okunmalıdır.

Bizce asıl mesele, sistemin, ta başından beri kendisine uysal ve edilgen bir rol biçtiği Diyanet’in, son yıllarda giderek artan bir ivme ile aktif ve etkin bir rol üstlenmeye başlaması ve özellikle de Sayın Görmez döneminde yurtiçinde ve yurtdışında İslâmî dirilişimize öncülük eder hale gelmiş olmasıdır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Gönül Vatan”dan “Müslüman Vakti”ne 19 Kasım 2024 | 76 Okunma Mücahid Âlimler 12 Kasım 2024 | 140 Okunma Âlimler birleşirse ümmet birleşir 05 Kasım 2024 | 98 Okunma Allah’ın İpine Yapışmak 29 Ekim 2024 | 78 Okunma Şehid Yahya Sinvar’ın ardından 22 Ekim 2024 | 168 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar