Gizli istilâ
Dünyaya, hayata ve zamana “Müslümanca” bakan “Müslüman” kalem erbabı Ahmet Haşim, “Müslüman Saati” adlı muhteşem makalesinde; ‘istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin...
Dünyaya, hayata ve zamana “Müslümanca” bakan “Müslüman” kalem erbabı Ahmet Haşim, “Müslüman Saati” adlı muhteşem makalesinde; ‘istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu’ der. “Saat”ten kastı, ‘zamanı ölçen âlet değil, fakat bizzat zamandır.’ Devam eder:
‘Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz olduğu gibi, bu hayat üslûbuna göre de “saat”lerimiz ve “gün”lerimiz vardı. Müslüman gününün başlangıcını şafağın parıltıları ve sonunu akşamın ışıkları tayin ederdi… Yabancı saati alışkanlığından evvel bu iklimde… büyük bir canavar halinde, bir gece yarısından diğer bir gece yarısına kadar uzanan yirmi dört saatlik “gün” tanınmazdı. Işıkta başlayıp ışıkta biten, on iki saatlik, kısa, hafif, yaşanması kolay bir günümüz vardı. Müslümanın mes’ut olduğu günler, işte bu...