Hakikati Kendinden İbaret Görmek
Geçen haftaki “Bayram Hasbihâli” başlıklı yazımızda, bütün meşrep ve mektepleri ile Müslümanlar arasındaki kardeşlik, sevgi ve dayanışma bağını tahkim etmemiz gerektiğini; zira...
Geçen haftaki “Bayram Hasbihâli” başlıklı yazımızda, bütün meşrep ve mektepleri ile Müslümanlar arasındaki kardeşlik, sevgi ve dayanışma bağını tahkim etmemiz gerektiğini; zira Müslümanların, “Muhakkak ki müminler ancak kardeştirler.” (Hucurât 49/10) âyet-i celîlesine iman etmelerine rağmen aralarındaki kardeşlik hukukunun çok zayıfladığını, hatta “birbirlerinin nefretçi kardeşleri” haline geldiklerini ve bu durumdan yararlanan şeytani odakların, “Bundan böyle savaş Müslümanlarla Müslümanlar arasında olacaktır” diyerek, sinsice onları birbirlerine kırdırtmaya devam ettiklerini yazmış, Türkiye’de ise bu kavganın genelde sosyal medya üzerinden yürütüldüğüne dikkat çekmiştik.
Yine, Müslümanlar olarak Aziz İslâm’ı çok kötü temsil ve tebliğ ettiğimizi söylemiş, bu bağlamda “Bir hakikati yok etmek istiyorsan, ona iyi saldırma, onu kötü savun!” kelâm-ı kibarına yer vermiştik… Bugün de Kadı İbn Tayyib’in şu güzel sözünü derç edelim ve üzerinde hep birlikte iyice düşünelim:
“İlim üç karıştır. Birinci karışını öğrenenler kibirli olurlar. İkinci karışını öğrenenler mütevazı olurlar. Üçüncü karışını öğrenenler ise aslında bir şey bilmediklerini öğrenmiş olurlar.”
Yazık ki, ekranlarda ve sosyal medyada çokça arz-ı endam eden bazı “bir karışlık” sözde ilim ehlinin hakikati kendi kanaatlerinden ibaret gören ve İslâm’ı sadece kendilerinin temsil ettiklerini iddia eden ifrat ve tefrit söylemleri Müslümanları birbirine düşürdüğü gibi Aziz İslâm’ın itibarını da zedeliyor…
Geçen ay ülkemizi ziyaret eden ve küresel emperyalizme karşı dik duruşu ile tanınan Malezya’nın efsanevi lideri Mahathir Muhammed İslâm Konferansı Örgütü’nün 10. Zirvesi’nde (2003) şöyle demiş: