Hayat-memat meselemiz
Geçen haftaki yazımızda14-28 Mayıs seçimlerinin ortaya koyduğu imkânı, “Köprüden Önce Son Çıkış!” olarak tanımlamış; yerel ve küresel planda manevî...
Geçen haftaki yazımızda14-28 Mayıs seçimlerinin ortaya koyduğu imkânı, “Köprüden Önce Son Çıkış!” olarak tanımlamış; yerel ve küresel planda manevî varlığımızı temelden sarsan “seküler tehdit” karşısında kadim değerlerimizi merkeze alan topyekûn bir maneviyat seferberliği başlatmak için “son fırsat” olduğunu söylemiştik. Müslümanlıkla yoğrulan yurdumuzda “Müslümankalabilmek” artık bir hayat-memat meselesidir, demiştik! Zira, kendisinden başka bir alternatif bırakmayacak şekilde sessizce yayılmakta olan seküler yaşam biçimi bugün en büyük tehlikedir! Ve seküler hayat, eş zamanlı olarak seküler bir ahlak, seküler bir siyaset, seküler bir din tasavvurunu da beraberinde getirmiştir…
İşte böyle bir süreçte milletin, ümmetin ve bütün insanlığın istikbalini dert edinen ilim ve fikir ehli, eğitimci, yazar...