İmam Hatipler: Geleneğimiz ve Geleceğimiz

13 Ekim tarihi İmam-Hatiplerin kuruluş yıldönümü idi. Bu hafta ise “İmam-Hatipler Haftası”. Milletimizin kadim geleneğinde var olup manevi geleceğini şekillendirmede de öncülük rolünü üstlenmeye aday...

13 Ekim tarihi İmam-Hatiplerin kuruluş yıldönümü idi. Bu hafta ise “İmam-Hatipler Haftası”. Milletimizin kadim geleneğinde var olup manevi geleceğini şekillendirmede de öncülük rolünü üstlenmeye aday olan İmam-Hatip okullarının tarihçesini kısaca öğrenmenin tam da zamanı.

İmam Hatip Liselerinin ilk nüvesi; Osmanlı Devleti’nin son döneminde vaiz yetiştirmek amacıyla 28 Aralık 1912’de açılan Medresetü’l-Vaizîn ile imam ve hatip yetiştirmek üzere 1913’te açılan Medresetü’l-Eimme ve’l-Hutebâ’dır. Bu iki medrese 1919’da Medresetü’l-İrşad adıyla birleştirilir. 

1920’de din eğitimi Büyük Millet Meclisi’nde uzun uzun tartışılır. 26 Nisan 1920’de Mustafa Kemal başkanlığında yapılan görüşmelerde Hamdullah Suphi’nin (Tanrıöver) “Tedrisat dünyanın her tarafında muhtelif şubelere ayrılır. Bir kısmı doğrudan doğruya mahiyeti itibariyle dinîdir; diğeri hayata ait vazifeler ile alaka ve temas üzeredir. Fakat ikisi de biri birine karıştırılırsa sonu gelmez, birtakım anlaşmazlıklar zuhur eder” sözleri bugüne kadar süren tartışmaların fitilini ateşler.

Sivas Mebusu Mustafa Tâki Efendi ise bu iki kaynağın birleştirilmesi gerektiğini, İslam’ın bilimsel gelişmelere engel olmadığını dile getirir: “Diğer dinler gibi bizim dinimiz terakkiyat-ı maddiyeye mani bir din değildir. Bizim dinimiz terakkiyat-ı maddiyeyi mütekafildir... Diğer dinler erbabının terakkiyat-ı maddiyeyi kabule dinleri müsait olmadığından, onlar dinden ayrılmaya mecbur kalmışlardır. Din ile dünyayı ayırmasalardı Avrupa terakki etmeyecekti. Fakat biz din ile dünyayı ayırırsak geri kalırız.»

Bu müzakerelerin sonunda 8 Mayıs 1921’de Medâris-i İlmiye Nizamnamesi çıkarılır. Maarif Vekili Rıza Nur, ilk hükümetin programını okurken, “eğitimin amacı dini ve milli eğitim almış nesiller yetiştirmektir” diyerek bu nizamnamenin ana fikrini ortaya koyar. Nizamname, İmam Hatiplerin ilk örneği sayılabilecek olan bu okulların müfredatını, bugünkü İHL müfredatına çok benzer şekilde dini ve müspet ilimleri kaynaştırarak düzenler ve TBMM’ce 465 mektep açılır. Ancak bu okullar, 1924’de Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabulünden bir hafta sonra dönemin Eğitim Bakanı Vasıf Çınar’ın bir emri ile kapatılır. Bu kanunla birlikte ilk kez “imam hatip” ismi de kullanılmaya başlar ve din adamı yetiştirmek üzere İmam Hatip Mekteplerinin açılması öngörülür.

4 yıllık bir okul olarak planlanan İmam Hatip Mektepleri, sadece 29 yerde açılır; ancak 1932’ye kadar bunların hepsi kapatılır. Dahası, din dersleri de öğretim kurumlarının programından çıkarılır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Gönül Vatan”dan “Müslüman Vakti”ne 19 Kasım 2024 | 76 Okunma Mücahid Âlimler 12 Kasım 2024 | 140 Okunma Âlimler birleşirse ümmet birleşir 05 Kasım 2024 | 98 Okunma Allah’ın İpine Yapışmak 29 Ekim 2024 | 78 Okunma Şehid Yahya Sinvar’ın ardından 22 Ekim 2024 | 168 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar