Koyun-Oyun ve Namaz
Geçtiğimiz haftalardaki yazılarımızda, Müslüman ile namaz arasına girmesi kuvvetle muhtemel olan engeller bağlamında; “iktidar” (Hac/41), “ticaret ve alışveriş” (Nûr/37) gibi dünya...
Geçtiğimiz haftalardaki yazılarımızda, Müslüman ile namaz arasına girmesi kuvvetle muhtemel olan engeller bağlamında; “iktidar” (Hac/41), “ticaret ve alışveriş” (Nûr/37) gibi dünya meşgalelerine dikkat çekmiş, sonra da ‘koyunları sebebiyle namazı ve zekâtı terk ettiği’ rivayet edilen ve tefsir kitaplarımızın birçoğunda zikredilen meşhur “Sa‘lebe kıssası”na yer vermiştik.
Sa‘lebe kıssası sebebiyle, birçok hocamızdan düzeltici bilgiler, tatlı-sert uyarılar aldım. Sa‘lebe hadisinin sahih olmadığını; zaîf râvîler kanalıyla nakledilen zayıf, illetli, münker bir rivayet olduğunu beyan eden âlimlerimizin kanaatlerini bana ulaştıran hocalarımın hepsinden Allah razı olsun.
O yazıda parantez içi şu açıklamayı dercettiğimi tekrar hatırlatmalıyım:
(Kıssa Elmalılı/Hak Dini Kur’ân Dili, F. Razi/Tefsirü’l-Kebir, Kurtubî/el-Câmi‘ vb. tefsirlerde yer alır. Kurtubî, Sa‘lebe’nin Bedir ashabından olduğundan hareketle kıssanın sahih olmadığını, İbn Hacer ise el-İsabe’de, hakkında bu âyet inen Sa‘lebe ile, Bedir’e katılan Sa‘lebe’nin ayrı kişiler olduğunu söyler. “Allah’ın emrettiği bir zekâtı Efendimizin kabul etmemesi nasıl caiz olabilir?” sorusuna da F. Razi, ‘insanlar bundan ibret alsın da, zekât vermekten imtina etmesinler diye; veya o zât zekâtını ihlâsla değil, riyâ ile getirdiği için Allah, zekâtı almaktan Efendimizi men etti’ şeklinde açıklamalar getirir.)
Ancak bu açıklamalar yeterli bulunmadığına göre bazı ilave bilgileri daha paylaşmamız gerekiyor: