Kur’ân ve Namaz
Peygamberimiz (s.a) buyurur ki: “Ümmetim üzerine iki şeyden korkarım: Bolluk olan yerlere göçüp şehvetlerine uyarlar da namazkılmayı ve Kur’ân okumayı terk ederler” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/146,156).
Yüce Rabbimiz de Kur’ân’da, vahyi okuyup-uygulamayı ve namaz kılmayı ısrarla hatırlatmıştır:
“Kuşkusuz, Allah’ın Kitabını tilavet edenler (okuyanlar, anlayanlar, uygulayanlar), namazı dosdoğru kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli-açık infak edenler, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.” “Çünkü Allah onların ücretlerini eksiksiz öder ve kendi bağışı olarak fazlasını verir. Kuşkusuz O çok bağışlayan ve şükrün karşılığını bol bol verendir.”(Fâtır 35/29-30)
Allah’ın Kitabını tilavet etmenin, sesli veya sessiz olarak Kitab’ın cümlelerini gözden geçirmekten başka bir anlamı vardır. Kur›an›ı tilavet etmek, onun anlamını düşünmek demektir; bu düşünmeyi de anlamak, etkilenmek ve uygulamak, davranışlara yansıtmak izlemelidir.