Müslümanların Kuyusunu Kazanlar
İslâm literatüründe, dışı Müslüman içi kâfir olan, kalbi ile inanmadığı halde inkârını saklayıp, dili ile inandığını söyleyen ikiyüzlü kimselere “münafık” denir...
Münafıklar Peygamberimizin (s.a) Mekke’den Medine’ye hicret buyurması üzerine, Medine’deki çıkarlarını, konumlarını ve statülerini korumak amacıyla dıştan Müslüman görünen, Müslümanlarla birlikte imiş gibi hareket eden ama gerçekte inkârcı olan kalabalık bir güruh idiler. Bunlar Müslümanlarla beraber görünmek için üşene üşene namaz kılar, istemeye istemeye sadaka verir, korka korka savaşlara katılır ama sürekli İslâm’ın ve Müslümanların kuyusunu kazarlardı. Efendimiz (s.a) münafıkları açığa çıkarmaz, camiden kovmaz, onlara “Müslüman” muamelesi yapardı; ama gerek Yüce Rabbimizin Kitab’ında, gerekse Peygamberimizin (s.a) hadislerinde bu tehlikeli gürûha sıkça dikkat çekilerek, Müslümanlar onların tuzakları, oyunları, hile ve desiseleri konusunda uyarılırdı…
Günümüz Müslümanları ise “münafık” kavramını maalesef özensizce kullanır oldular. Meselâ, kimi Müslümanlar, ulemâmızın “ehli kıble tekfir edilemez” ilkesi/ikazına rağmen, mümin kardeşlerini hiç çekinmeden “münafık” (içten “kâfir”) diye damgalayabiliyorlarken, buna karşılık söylemi ve eylemi ile İslâm düşmanı cephede yer alan ama çıkarı için Müslümanlara şirin görünenleri destekleyebiliyorlar.