1 Mart 2001 tezkeresinden bugüne!
Hürriyet’ten İpek Özbey MHP milletvekili Deniz Bölükbaşı’yla bugünkü gelişmeler ile “tezkerenin reddi” arasındaki ilişkiyi konuştu. Bölükbaşı o günlerde ABD ile tezkere konusunu...
Hürriyet’ten İpek Özbey MHP milletvekili Deniz Bölükbaşı’yla bugünkü gelişmeler ile “tezkerenin reddi” arasındaki ilişkiyi konuştu. Bölükbaşı o günlerde ABD ile tezkere konusunu görüşen isimlerden biri.
Bölükbaşı, “1 Mart tezkeresi geçseydi bugün Suriye ve Irak’ta yaşanan noktaya gelinir miydi?” şeklindeki bir soruya şu cevabı veriyor: Hayır, gelinmezdi. 1 Mart tezkeresi geçmiş olsaydı, PKK’nın bugün Kandil dışında kamp yerleri, eğitim alanları, cephanelikleri, Türkiye’ye geçiş yolları, toplanma bölgeleri tümü Türk askerinin kontrolü altında olacaktı. Eğer 1 Mart tezkeresi kabul edilmiş olsaydı; PKK bugün altından kalkamayacağı çok ağır bir darbe yemiş olacaktı. Barzani bağımsız devlet olma yolunda mesafe kat edemeyecek, 25 Eylül’de referandum yapma noktasına gelemeyecek, Bağımsız Kürt Devleti onun çocukluk hayali olarak kalacaktı. Ve 1 Mart tezkeresi kabul edilmiş olsaydı Türkmenlerin bugün ikinci sınıf Irak vatandaşı konumuna itilmeleri mümkün olmayacaktı.
Vay be, meğerse biz ne büyük bir nimeti kaçırmışız. Öyle ya “Bir koyup üç alacaktık”. Dostumuz Amerika bizi bölgenin lideri yapacaktı, eğer biz onun kuyruğuna takılıp gitseydik!
Öyle ya, ABD bizim dostumuz, müttefiğimiz. Bizim etimiz ne, budumuz ne? “Büyüklerin sözü dinlenir”. Töre böyle. ABD bölgeye bize yardım etmek için gelen bir misafir! Biz, bize uzatılan yardım elini reddettik, öyle mi?
“Tom Amca” olma gibi bir nimet bir ikram bize sunulmuşken o fırsatı kaçırdık ve bugün başımıza gelenler, o günkü yanlışın faturası.
Sanki 1990’ların başında NATO tarafından, Sovyetlerin dağılmasının ardından “tehlikenin rengi Yeşil”e çevrilmemiş. Sanki BÇG’yi kurdurmamışlar, sanki bir yandan İslam’a karşı sopa politikası uygularken, öte yandan FETÖ üzerinden “ılımlı Amerikano İslam” için “başla” emri verilmiş.